29 Kasım 2016 Salı

SADIK BİR RÜYA: REPTİLİANLAR VE MÜNAFIKLAR HAKKINDA; 20 KASIM 2016

20 Kasım 2016 Pazar
SADIK RÜYA (HER TARAFTA REPTİLİANLAR VAR...)

Çoğu zaman yaptığım gibi sadık rüya görmek için ilgili ayetleri okuyarak yattım.
Rüyamda gece vakti kapalı bir alandaydık. Çevremizdeki birçok insan Reptilianmış.Hatta yakın akrabam olan bir genç kız dahi. Alacakaranlık odada yürürken pardesü giymesine rağmen arkada biraz kuyruğu belliydi. Koridorda karşımda 10-15 kişilik bir grup vardı; içlerinde sadece önde duran güzel yüzlü bir adam insandı; diğerleri Reptiliandı.  
Hepsine güçlü bir şekilde Kurandaki 23.Müminun Süresinin son 4 ayetini (“Efehasibtüm” diye başlayan) yüksek sesle okudum. Etkileniyorlardı. Onların gerçek hallerini görebiliyordum. Sonra aniden sabah namazı vakti uyandım.

RÜYA TABİRLERİ: * Rüyada Mü’minun Süresini okuduğunu görmek, kurtuluşa ve sağlam imana  ve son nefeste iman ile gitmeye işaret.
Bazen rüyada bu süreyi okuyan kimse iffet sahibi olur ve belalardan kurtulur. Yüce Allah dünyada onu müminlerle baraber haşreder ve ölümü esnasında melekler ruhuna müjdeleyici şeyler gösterirler.
            **Güzel davranışlı,kendisine çok güvenilen, namuslu biri olmaya, belalardan korunmaya işaret eder.
            Mutluluk,güç ve kudret, feyiz ve bereket, esenlik, ibadet etme gücü ve yüksek dereceler nasib olur.
           ***Rüyadaki Reptilianların diğer bir  yorumu da şekil değiştirdiklerinden dünyadaki münafıkları temsil ediyor...3.Dünya Savaşında muhtemelen etkileri olur...Amerika Birleşik Devletlerinde dünyayı ele geçirmek için epeyce gizli faaliyet yürütmektedirler...
            Sufi Ahmed Hulusi Hoca da bir eserinde,Şeytani varlıklara ve kötü güçlere karşı en etkili ayetlerin Kur’an-ı Kerim’deki Müminun Süresinin son dört ayeti (115-118) ile İsra Süresi 45 ve 46. Ayetleri  olduğunu bildirmiştir.Allah razı olsun!         
       Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır,Allah’a hamd olsun, O ne güzel vekil, ne güzel dost ve ne güzel yardımcıdır! Selametle. Mimoza33          

       

1 Kasım 2016 Salı

25 YIL ÇALIŞMIŞ VE 50 YAŞINI DOLDURMUŞLAR İÇİN MAAŞLI EMEKLİLİK HAKKI VERİLMESİ


(ACİL)
İLGİLİ RESMİ MAKAMLARA

Konu: 25 Yıl Çalışan ve 50 Yaşını Geçenlere Maaşlı ve Tazminatlı Emeklilik Hakkı Verilmesi
            Biz yaşadığımız tecrübeler ve olaylar sonucunda şunu açıkça anladık ki 25 yıl çalışan insanlar,  gerçekten yıpranmaktadır ve sağlığı zarar görmektedir. Bunda dünyadaki insanların ahlaken gittikçe kötüleşmesi, haksızlık olaylarında adaletin büyük oranda gerçekleşmemesi, sosyal hayatta bozuk düzenlerin insanları gerilim ve endişeye maruz bırakması, başlıca etkenlerdir...
            Türkiye’de polislik,doktorluk,subaylık gibi  mesleklerde yıpranmadan dolayı 5 yıl erken emeklilik hakkı verilmiştir. Diğer yanda diğer birçok meslekte de dürüst, onurlu ve huzurlu olarak çalışmak artık çok zorlaşmıştır. Aslında bütün sektörlerde huzurlu çalışamamanın nedeni adalet sisteminin verimli çalışmamasına dayanmaktadır! Fransız bilgini Montaigne’nin şu vecizesi, dünyadaki bozuk düzenlerin esas sebebini açıklar: “Adaletin olmadığı yerde ahlaktan bahsedilemez!”  
            Eskiden öğretmenlerin bir itibarı vardı, dinlenirdi, haz duyulan bir meslekti. Ne yazık ki günümüzde halkı ve meşhur kişileri, zenginleri, makam sahipleri ve benzerlerini memnun etme politikasıyla öğretmenlik etkisizleştirilmiş, itibarsızlaştırılmıştır. Aynı zamanda milli eğitim kurumlarında etkili disiplin cezaları olmadığı için tembel, sahtekar, şımarık bir nesil yetişmektedir! Haftada 20 veya 30 saat derse giren öğretmen, masa başında çalışan devlet memurundan iki kat daha fazla yıpranmaktadır!  2 ay yaz tatilini gösterenlere cevap ise orta sınıf ta maalesef tatil yapmamaktadır; yapıyorsa krediyle, taksitle borca girerek tatile gidebilmektedir.
            Dürüst,çalışkan ve iyiliksever bir öğretmene 10 tane iftira atılan bir ülkede insanlık komada demektir! Zulme uğrayan veya iftira atılan bir işçi, memur, öğretmen, mühendis ve benzerini savunan 3- 5 kişi bile çıkmamaktadır; bu da Kıyamet alametidir! İlahi adalet, mühlet verir ama asla ihmal etmez!
            25 yıl çalışmak uluslararası olarak ta yeterli bir süredir. 50 yaş ta yarım yüzyıl eder ki emeklilik için ideal bir alt sınır olmalıdır. 53 yaşında veya 60 yaşında maaşlı emekliliği zulüm olarak görüyoruz. Hep birlikte bu yasayı değiştirelim! 50 yaşında emekli olanlar, kalan ömürlerini Allah yolunda insanlığa yardım  işleriyle ve ibadetleriyle huzurlu olarak geçirsinler!
            Gereğini tüm ilgili resmi kurumlara arz ederiz. 31.10.2016
Adres: ……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
..............................................       ...............................................        ..............................................                  ...........................................  

..............................................     ...............................................           ..............................................               .............................................


 ***************************************************************************************************************************  


8 Ağustos 2016 Pazartesi

TUNES OF OUR ARAB BROTHERS FOR THE HEROES OF JULY 15 IN TURKEY


TUNES OF OUR ARAB BROTHERS FOR THE HEROES OF JULY 15 IN TURKEY (THANKS)

15 TEMMUZ KAHRAMANLARI İÇİN ARAP KARDEŞLERİMİZDEN EZGİ..
 أول نشيد عربي على إنقلاب تركيا


  

TURKISH HEROIC ANTHEM Cause There was a coup attempt on 15 July 2016 in Turkey

THERE WAS A COUP ATTEMPT ON 15 JULY 2016 IN TURKEY

كانت هناك محاولة انقلاب يوم 15 يوليو تموز لعام 2016 في تركيا

(SPANISH) HUBO UN İNTENTO DE GOLPE EL 15 DE JULİO DE 2016 TURQUÍA

(INDONESIAN) ADA UPAYA KUDETA PADA 15 JULİ 2016 Dİ TURKİ

AN EXUBERANT HEROIC ANTHEM (ARABIC)

                       AN EXUBERANT HEROIC ANTHEM 
                            النشيد الوطني البطولي مندفعا        



30 Temmuz 2016 Cumartesi

30.07.2016_SEVGİ, AŞK VE EVLİLİĞE DAİR ÖNEMLİ BİLGİLER VE TECRÜBELER…

30.07.2016
Sevgi, Aşk Ve Evliliğe Dair Önemli Bilgiler Ve Tecrübeler…
            Bütün kainatın Yaratıcısı Yüce Allah’ın adıyla. Uçsuz bucaksız evrende sayısız varlıkları ve nimetleri yaratan Allah’a şükürler olsun! İnsan ırkına mahsus duygulardan biri olan “sevgi” duygusunu ve şartlar uygunsa birbirini seven erkek ve kadını birlikte yaşamaya sevk eden evlilik olayını inceleyelim. Aşk ve evliliğe dair dünya tarihinden binlerce olay anlatılabilir. Bunların kimisi komiktir, kimisi acıdır; bazısı da makul ve mutlu sonla biten hikayelerdir. Aslında her insanın, her ailenin bir hayat hikayesi vardır.
         

Bu inceleme ve sohbetin başında kardeşleri uyarmamız gereken bir püf nokta vardır; o da başkalarının başına gelen gülünç durumlarla alay etmemektir; çünkü aynısı insanın kendi başına gelebilmektedir.
Bu uzun konuyu ara başlıklarla ele almayı daha faydalı buluyorum ve zamanla eklemeler yapmanın konuyu daha da zenginleştireceği ve profesyonel bir makale haline getireceği ümidindeyim.
İnsanlar Kendi Yaşadıklarına Daha Çok İnanıyor
Bu konu vesilesiyle son yıllarda tespit ettiğim insanlar arasındaki konuşmalarda dikkat çeken yaygın bir gerçeği aktarmakta fayda görüyorum.Şöyle; karşıdaki insan bir olayı veya bazı tespitleri anlatırken dinleyen kişi genellikle kendi yaşadıklarını hemen hatırlayarak ve onlara inanarak, “Hiç te öyle değil; bak ben neler yaşadım”, deyip kendi şahit olduğu olayları daha gerçekmiş ve yaygın bir gelenekmiş fakat karşıdakinin yaşadıkları az rastlanan veya inanılması zayıf olan bir şeymiş gibi  yanlış bir bakış açısıyla olaylara bakıyorlar. Yaşanan tüm olaylardan gerçeğe en yakın tespiti yapmak ve hükmü verebilmek için inandırıcı olan veya güvenilen hikayeleri geniş bir görüşle dinlemek, saygı duymak ve değer vermek gerekmektedir!
Anlatılan Bir Şeyin Doğruluğuna İnanmak İçin Kanıt Olmadığında, İnanmak Sizin Vicdanınıza ve Altıncı Hissinize Kalmıştır
Bazı olaylarda, uluslararası hukukta da geçerli olan en az iki şahit veya delil bazen bulunmayabilir; bu durumda hüküm verecek kişi, geçmiş tecrübelerden, diğer aydınlatıcı veya destekleyici bilgilerden kanaat çıkarır. Franz Werfel adlı düşünürün şu vecizesi de önemlidir: “İnanan bir kimse için delil gereksizdir, inanmayan bir kimse için ise açıklama imkansızdır!” Tarih boyunca peygamberlerin açık deliller ve mucizelerle gönderildiği halde çoğu kimsenin yine de inanmadığını göz önüne alırsak Franz Werfel’in bu tespiti gerçekten güzeldir!
Sevgi, Sadece Karşı Cinsten İki İnsan Arasında Olan Bir Duygu Mudur?
Halk arasında sevgi, genellikle iki karşı cins arasında duyulan bir duygudur. Fakat geniş açıdan ve erdemlilik açısından bakıldığında insan, diğer canlı varlıklar olan hayvanlara, bitkilere, cinlere, uzaydaki başka canlı varlıklara da sevgi duyabilir. Bu sevgi, sadece erkek-kadında sevişmeye götüren duygu değil, bir varlığı düşünme, onu hayal etme, yakın olma, birlikte yaşama, hediye verme ve bunlara benzeyen diğer duygulardan oluşur. Sevginin aşırı olanına “kara sevda” denir. Bu makbul bulunmamıştır; çünkü dünyaya imtihan için gelen insanoğluna diğer görevlerini yapmasında engel olur. Bununla beraber, Yüce Yaratıcı kendisinden başka diğer varlıkların çok sevilmesini uygun bulmamıştır. İslam’da Allah’ı çok sevmenin en bariz alameti, kalbin devamlı Allah’ı anmasıdır. Kur’an’da “en büyük işin Allah’ı zikretmek” olduğu açıkça belirtilmiştir. O’ndan sonra ikinci sırada son peygamber Hz.Muhammed a.s.’a olan olan sevgi bulunmalıdır. Sonra anne-baba ve diğer varlıkların sevgisi yer alır… Kötü ve günahkar olan eşinin isteklerine bakarak anne-babasına bakmayan ve onlara asi olan, itibar etmeyenin hayatı mahvolmuş demektir; felaket gelir, sosyal hayatta en tehlikeli işlerden biri budur! Erdemli insana yakışan her şeyi ölçülü sevmektir.
İlk başta aşık olan insanlar zamanla birbirinden neden uzaklaşırlar?
Toplumda şöyle bir tespit nakledilir; “En mükemmel aşklar 5 yıl gidiyormuş”… Bu sözü geçenlerde tekrar düşündüm; gerçekliği yaygın olmakla beraber sebebi şudur: “Çoğu insan kötülüğü emreden nefs derecesinde olduğundan dolayı ve insan nefsi doymadığı için aşıkların zamanla sevgilileri yetmiyor, tabii burada küçük hataları olan sıradan sevgilileri kast ediyorum. Büyük suçları ve günahları işleyenlere adalet uygulanmalıdır ve büyük günah işleyenler bu huylarını bırakmazlarsa eşleri ayrılabilir. Nefsine düşkün karı veya kocalar devamlı ilgi çekici başka eğlenceler ararlar; bunlar, iki üç günde bir gezmeye gitmeyi isterler; sinemaya- tiyatroya, lunaparka, gazinoya veya müzik konserlerine, arkadaş partilerine, kumar veya oyun oynamaya gitme gibi eğlencelerdir…Herkesin hayat tarzına göre değişir ama bendeniz haftada bir gün gezmeye, pikniğe vesaire gitmek yeter diye düşünüyorum. Zaten memur ve işçiler haftanın 5 günü çalışmakta,yorulmaktadır; hafta sonu bir gün ev temizliği, tamiri ve benzeri işlerle meşgul olsalar gezmeye bir gün kalmaktadır.
Ünlü film oyuncularının, şarkıcıların ve politikacıların hayat tarzlarına bakarsanız neden çok sevgilileri olduğunu ve  neden çok evlenip boşandıklarını  anlarsınız; Maymun iştahlılığı ve bol eğlenceli hayat tarzı…
Evlilikte küçük hataları, kusurları olanlara da ancak erdemli, sabırlı, nefsini büyük oranda yenmiş Allah yolunda giden mücahidler tahammül eder diye düşünüyorum. Bu küçük hatalara bazı örnekler vermek gerekir: Gerektiği kadar temizlik yapmamak, çoğu zaman dağınık olmak, dine uygun olmayan tarzda giyinmek, bozuk ve küfürlü konuşma tarzı, devamlı evde sigara içmek, çağrıldığı zaman birçok kez yardıma gelmemek, eşiyle-ailesiyle ilgilenmemek, ailede üzerine düşen görevi çoğu zaman yapmamak, bir hastalığı varsa tedavisini olmamak ve benzeri kötü davranışlar…Herkesin tahammül derecesi farklıdır; Kimisi 1 yıl tahammül eder, kimisi 3 yıl, kimisi 10 yıl, kimisi 30 yıl…Bu arada sinir sistemi de yıpranır, saçlar beyazlar, yaşama sevinci büyük oranda azalır…
Bir Cümleyle Evliliği Özetleyenler:
Dünyaca meşhur veli insan Nasreddin Hoca’ya, “Hocam evlilik nedir?” diye sormuşlar. Hoca da, “Gündüz iki hırıltı, gece de iki horultudur.” Demiş bizi yine güldürerek. Ben sadece “iki hırıltı” kısmına yorum yapayım. Yani evlilik, çoğu zaman tartışma ve kavgayla geçer, demek istemiştir. Bir de burçları zıt ise, hayat tarzı zıt ise tartışma kavga daha çok olur. “Şu şöyledir, bu böyle!” “Şu şöyle olmaz,böyle olur..” tarzında. Ne kadar hoşgörü olursa, fedakarlık olursa o kadar geçim olur.
Yeni evlenmek isteyen bütün kardeşlerimize Amerikalı yazar Samuel Smiles’ın şu özdeyişini hediye ediyoruz, ömür boyu unutmayın : “Evliliğin altın anahtarı katlanmak ve sabretmektir.”
Bazı Filmlerde Geçen Önemli Evlilik Yemininin Resmi Nikah Törenlerinde Olmaması Ayıplanacak Bir Noksanlık
Bazılarımız bilir; güzel bir yemin edilirdi evlilik merasimlerinde; ama şimdi yapılmıyor, bu yüzden çoğu kimse nankörlüğe ve zor günde hayat arkadaşının yanından kaçmaya utanmıyor ! Şöyle bir yemin yapılmalı: “Ben …… filan kimseyi Allah’ın huzurunda eş olarak kabul ediyorum. İyi günde, kötü günde; sağlıkta hastalıkta; zenginlikte fakirlikte yanında olmaya söz veriyorum.”  Ne onurlu ve güven verici bir yemin! Yıllar önce insanı yakından tanımaya yönelik “Kişi Tanıma Formu” hazırlamıştım. Dileyen ve önemine inananlar, böyle formları  sevdiği kimselere doldurtabilirler. Evlenecek kişiler bunun dışında anlaştıkları şartlarda bir evlilik sözleşmesi imzalamalılar.  “Ne gerek var,beni tanımıyor musun, güvenmiyor musun?” tarzında konuşanlar, ileride sözünden döndüklerinde veya eşe ve aileye karşı görevlerini yapmadıklarında “Öyle mi söz vermiştim, ben hatırlamıyorum; o zamanki şartlar öyle gerektiriyordu bugün durumlar değişti...” gibi münafıkça bahaneler öne sürerler. Gizli kötü özellikleri olanlar, geçmişte büyük suç işleyenler veya kendine güvenmeyenler böyle sözleşmeleri doldurmazlar!
Yakın Arkadaşlıkta, Evlilikte Sevgiyi Ve Güveni Neler Arttırır? Aşk Çiçeği Nasıl yaşar?
İki insan arasında uyum için gerekli belki çok maddeler sayılabilir. Ama biz belli başlı olanları sıralayalım. Ayrıca Türkiye’de sosyal konularda bilgi veren Prof.Dr.Nevzat Tarhan, bir programda iyi bir evlilik için % 80 uyum olması gerektiğini ifade etmiştir. Bu konuda , kimine göre % 60 uyum yeterlidir, kimine göre % 90 olmalıdır. Evlenmeden önce hayat tarzı ve huylar iyi tespit edilmelidir. Evlilik biraz da şans işidir; ne kadar hesaplarsan hesapla insanda zamanla acayip ve şaşırtıcı değişiklikler olabilir  veya ani bulgular ortaya çıkabilir.Genetik deneylerin yapıldığı, zaralı ve zehirli maddelerin gıdalarda ve içeceklerde gizlice kullanıldığı, sapık mezhep veya grupların arttığı bir dünyada beklenmedik olaylara çok ta şaşırmamak gerek! Her gün koruyucu duaları okumak gerekir.
Sevgi ve güveni artıran özellikler ve işler şöyledir;inceleme ve tavsiye açısından bunları numaralandıralım:
1.Hepsinden önce ilk sayılması gereken huy, iyi kalpli ve iyiliksever olmaktır.
2.Aynı dinden olmak.
3.Aynı mezhepten olmak.  Karı-koca farklı mezheplerden olduğunda ibadet veya hayat tarzlarında çok veya zıt değişiklikler yoksa geçinebilirler. Diğer yanda dünyadaki diğer milletlerin de inançlarını göz önüne aldığımızda birinde iyi sayılan bazı şeyler öbüründe yasak veya kötü sayılıyorsa uyum olmayacağı aşikardır.
4.Burçların zıt olmaması, dost veya yakın olması gerekir.
5.Eşlerin fiziki yapısının birbirine yakın olması veya istediği şekilde olması. Halk arasında, “Beğendiğim tip!” denen özellik. Bu arada, “Güzele 40 günde doyulur, güzel huyluya 40 yılda doyulmaz!”atasözü unutulmamalıdır.Ama çoğu insan buna pek inanmaz! Yani hep dış görünüşe aldanarak güzele, yakışıklıya aşık olurlar. Güzel huyluya değer veren maalesef azdır  .
6.Eşlerin kabul edebileceği yaş aralığında olması. İslam Dini’nde yaş farkı evliliğe engel değildir. Peygamber Hz.Muhammed a.s. 25 yaşında iken 40 yaşındaki Hz.Hatice ile evlenmiş, o vefat ettikten sonra 50 yaşında iken de 10 yaşındaki Hz.Aişe ile evlenmiştir. Yüce Yaratıcı buna izin verdiğine göre bu olabilir, demektir. Erkek veya kadın ancak çok yaşlı ve hasta ise uyum olmayabilir veya çok zor olur!
7.Evliliği sürdürebilecek, eş olabilecek, geçimi sağlayabilecek derecede fiziken ve ruhen sağlıklı olmak.
8.Yalancı olmamak. İmam Caferi Sadık’ın saydığı arkadaşlık yapılmayacak 5 sınıf insan arasında “yalancı ile arkadaş olmamak” ta vardır.
9.Güvenilir insan olmak. Asrımızda en ender bulunan şey, herhalde güvenilir insandır.
10.Korkak olmamak; İmam Cafer’in saydığı arkadaşlık yapılmayacak  5 sınıf insan arasında “korkak” ta vardır.Hayat 4 mevsim olduğundan insanın zor ve tehlikeli dönemlerinde korkak, arkadaşı da eşini de terk eder veya satar.
11.Cimri olmamak. İmam Cafer’in saydığı, arkadaşlık yapılmayacak 5 sınıf insan arasında “cimri ” de bulunmaktadır. Cimri kişi iyiliksever olmadığından insana nasıl şefkat ve merhamet duyabilir ki!
12.Güleryüzlü olmak; çoğu zaman olumlu bakış açısına sahip olmak. Gerçekten bunun tersi olan sürekli karamsar ve kötümser insanla yaşamak insanın yaşama sevincini kör eder.Göz ardı edilecek bir huy değildir.
13.Eşiyle yeteri derecede ilgilenmek; haftalarca, aylarca ilgisiz ve uzak durmamak.
14.Temiz olmak. Buradaki temzilik, hem vücudu, hem elbiseyi, hem de evi kapsar.
15.Düzenli olmak. Düzenlilik, işleri kolaylaştırır,hızlandırır. Düzenli kişiler ruhen de insanı mutlu eder.
16.Her yıl düşündüğünüzü ve sevdiğinizi gösteren, en azından birkaç kez hediye vermek. Hediye, sevgiyi artırır.
17.Vefalı olmak, sadakat. Bu da çok değerli bir özelliktir. Şıpsevdilerde , kaprisli insanlarda, dünya hırsı olan kişilerde bulunmaz.Birçok kişinin menfaati bitince selam ve arkadaşlığı da biter.
18.Sabırlı olmak: Hayatta sadece evlenecek eşlerde değil, öğrencilerde, işçilerde, memurlarda, ev hanımlarında kısaca herkeste aranan bir huydur sabır. Sabırsız olan, birçok işin verimli sonucuna ulaşamaz, bir çok şeyi kaybeder.
19.Şimdi burada sayacağımız son iki madde kadınlarda olması gereken özelliklerdir.Bunlar, Hz.Muhammed a.s.’ın “Bir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, iffetini korur, bir de kocasına itaat ederse, ona ‘Haydi, cennetin hangi kapısından istersen gir’ denilir.” (Ahmed b.Hanbel, Müsned, I, 191; Ramuz s.52) Buyurduğu hadisteki hasletlerdir.Evlilikte gereken, “kadının iffetini koruması” dır. İffetini korumamanın en kötüsü başkasıyla zina etmektir.Sonra, kadının evli olduğu halde başka erkeklerle çıkması, gezmesi, koklaşması vesaire gelir.Daha sonra giyim kuşamında yarı açık olarak gezmesi gelir. Mesela bir kadın dekolte,mini etek, dar elbiseler, ses çıkaran topuklu ayakkabılar giyerse, göze batan makyajla dolaşırsa bu durum erkekleri tahrik eder, fitne çıkarır. Sonuçta hem kadının hem tahrik ettiklerinin hem de kocasının başı derde girer. Hadisi şerifte böyle kadınların  lanetlendiği bildirilmiştir.Tabii ilahi uyarıları umursamayanlar, Kıyametteki ceza çeşitlerini ve korkunçluğunu düşünmeyen, dünya sevgisinin sarhoş ettiği şaşkınlardır! 
20. Hadiste belirtilen diğer davranış ise , “Kadının kocasına itaat etmesidir.” Tabii ki bu haram olmayan meşru konularda. Akıllı müslüman kadınlar şöyle düşünür: “Para için iş gereği bazen zalim patronlara bile itaat ediliyor da Cennete girmeye vesile olan üstelik sevdiğim kocama niye itaat etmeyeyim!?” Bu itaat, kadınların nefslerinin zoruna gitse de nefslerini yenmek zorundalar. “Ben istediğimi yaparım, istediğimi giyinirim, istediğim yere giderim, istediğimle görüşürüm, vb.” diyerek kocaya bağlı olmayan bir kadında iyilik yoktur. Sadece bu kötü huy bile boşanma sebebi için yeterlidir.
Bunlar ve benzeri güzel davranışlar, aşk ve evliliği yaşatır; çoğu yoksa veya yapılmıyorsa evlilik ağacı kurur ve ölür!
Çalışan Kadınların Gittikçe Kötüleşen Hayat Tarzı
Bu konu başlı başına bir makale konusudur. Fakat evlilik hayatını etkileyen en önemli konulardan biri olduğu için bir paragrafla da olsa burada açıklamak gerekti. İslam Dini açısından kadının dışarıda çalışması yasak değildir; fakat Ahzab Süresi 33.ayetinde Yüce Allah,kadınlara hitaben “Evlerinizde (vakarla) oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin.Allah’a ve Resûlüne itaat edin...” buyurmuştur. Müslüman kadının çalışmasına gerek yoksa evi idare etmesinin, çocuk yetiştirmesinin, kocasına yardımcı olup iyilik yapmasının daha iyi olacağına işaret vardır. Gerçekten de çalışan kadınların çoğu çok yıpranmakta,dışarısı için süslenmekte, çocuklarına,kocasına,evine yeteri kadar ilgi ve sevgi gösterememekte ve ailedeki görevlerini yapamamaktadır.
            Tecrübelerden ve acı hayat hikayelerinden açıkça anlaşıldığı gibi aşk ve evlilik, sadece pembe masallardaki veya aşk şarkılarındaki gibi sürekli bakışma, koklaşma, oyun oynama ve sevinçten havaya uçma değildir! Evlilik bir görev, sorumluluk, fedakarlık, sabırdır. İyi bir anne için 3 çocuk büyütmek zaten başlı başına zor ve kutsal bir görevdir. Babalar iyi bir çiftçi, anneler güzel ve verimli bir bahçe olmalıdır. Bir genç ortalama 25 yaşında evlendirilip evden gönderilse zaten kadının 30 yıllık esas işi var, demektir. Bir de başka işe girmişse ve bu işin eve taşan ilave görevleri varsa çalışan kadının en az 5 çeşit işi var,demektir. Bu sebeplerle ihtiyaç yoksa ev hanımlığı daha rahat ve aile için memnuniyet vericidir.

Çok Eşlilik Hakkında
            İslam Dini’nde ve Dünyadaki bazı toplumlarda erkeğe çok eşlilik hakkı verilmiştir. Kuran-ı Kerim’deki ayetin tercümesi şöyledir: 
Nisa Süresi 3.Ayet: “Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdirde) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın (nikahlayın). Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır.”
Alemlerin Rabbi Allah c.c., çok eşliliğe izin verdiğine göre bazı insanların bunun hikmetini incelemeden,anlamadan bu ayeti inkar etmesi onu dinden çıkarır, insanı en güzel şekilde yaratan Yaratıcı’ya  saygısızlıktır! Bu konuda uzun tartışmalar yapmaya gerek yoktur. Dünyadan bir örnek verelim. Malezya gelişmiş bir İslam ülkesidir. Nüfusun çoğunluğunu Malaylar,Çinliler,Hintliler oluşturur. Malaylar arasında hukuk, İslam’a göre işler. Hükümet çok eşliliğe izin vermiş fakat bir şartı var; erkeğin birinci karısından sonra evleneceği her kadınla olan evliliğe önceki hanımının veya hanımlarının kabul etmesi şartı vardır. Geçinebilecekse izin verilmektedir. İşte sosyal düzende meseleyi aydınlatan lamba budur; anlaşırlarsa, geçinebileceklerse izin verilmektedir. Zaten Yüce Allah ta, çok eşliliğe izin verdikten sonraki beyanında “Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın.” Buyurmuştur.
Çok eşlilik, toplumların bazı dönemlerinde zaruri olmaktadır veya kaçınılmaz bir seçenektir. Savaş sonrası veya savaş olmasa da kadın nüfusunun çok olduğu dönemlerde, kadın kısır olduğunda, erkeklerin hanımlarının hasta,zayıf olup kadınlık ve ev görevlerini yapamadığı zamanlarda, erkeğin fazla cinsel arzulu kadının da herhangi bir sebeple erkeğe soğuk ve uzak olduğu ailelerde çok eşlilik ihtiyaç olarak görünür. Birisi, “Boşansınlar!” diyebilir. Bazen boşanmak ta yanlış veya zararlı olabilir. Bu tür durumlar yaşanmayınca pek anlaşılmıyor. Bu kadar açıklamanın yeterli olduğu kanaatindeyim.
            İnşaallah bu bilgiler ve tecrübeler hayatınıza yeni bir bakış açısı getirmiştir. Hepinize sağlıklı bir hayat, iyi bir evlilik ve salih evlat diliyorum. Hayatı  mutluluk  içinde tamamlayıp kurtuluşa ermeniz temennimdir.
Memduh ÖZCAN, Araştırmacı Yazar KONYA, 30.07.2016

06.06.2016_KIRMIZI ALARM! İSLAM'DA DELİL 4 TANEDİR,İLK ÜÇÜNE İNANMAYAN DİNDEN ÇIKAR!

            KIRMIZI ALARM DERECESİNDE HALKIMIZA UYARI! (06.06.2016)       
İSLAM’DA DELİL 4 TANEDİR; İLK ÜÇÜNE İNANMAYAN DİNDEN ÇIKAR!
           

            
İslam’da delil sadece Kur’an-ı Kerim değildir. Dinimizde dört tane delil vardır. Bunlar;
1- Kitab (Kuran-ı Kerim)
2- Sünnet,
3- İcma [âlimlerin söz birliği],
4- Kıyası fukaha [Fıkıh âlimlerinin ictihadı]

            Her meselede bu dört delile bakılır. Bir de, dört hak mezhepte bazı fıkhi konular farklıdır. Bir mezhepte haram olan öteki mezhepte mubah olabilir. Onun için herkes kendi mezhebine göre amel etmesi gerekir. Bu delillerle inanmayan, dört mezhepten birisinde bulunmayıp sadece Kur’an diyen kimse mezhepsizdir. Mezhepsizin sapık veya kâfir olduğu Seyyid Ahmed Tahtavi’nin Dürr-ül-muhtar hâşiyesinin Zebâyıh kısmında bildirilmektedir.
“Kur’anda var mı?”demek;
SORU: Dinimizi bilmeyen veya art niyetli kimselere, bir hadis-i şerif söyleyerek bir şey haram dense, mesela (Dövme yaptırmak haram) dense, (Bu konuda âyet var mı?) diyorlar. Hâşâ Peygamber efendimiz, Kur’ana aykırı mı söylüyor?
            CEVAP:
            Her şeyi Kur’anda açıkça bulmak zordur. Sahih-i Müslim’de bildiriliyor ki: İbni Mesud hazretleri, (Dövme yapan ve yaptırana lanet olsun)mealindeki hadis-i şerifi rivayet edince, Ümmü Yakub isimli yaşlı bir kadın, “Ben Kur’anı okudum, ama böyle bir lanet yok” dedi. İbni Mesud hazretleri, “Dikkatli okusaydın mutlaka görürdün” diyerek şu mealdeki âyet-i kerimeyi okudu:
(Resulullah’ın size verdiklerini alın, yasakladıklarından sakının!)[Haşr 7]
Birkaç âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Allah’a ve Resulüne itaat edin!) [Al-i İmran 32]

(İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden[Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]

(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulasınız!) [Araf 158]

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(İhtilaflarda seni hakem edip verdiğin hükmü tereddütsüz kabullenmeyen iman etmiş olmaz.) [Nisa 65]

(Resulüm, kendi arzusuyla konuşmaz. Onun [din işlerine ait] sözü vahiydir.) [Necm 3, 4]
          ************************************************
            Her sapık, kendi kişisel görüşünün kitaba ve sünnete uygun olduğunu savunur. Bu yanlışlıktan dolayı 72 tane sapık fırka meydana çıkmıştır.
            Müslümanlara rahmet olması için, Resulullah efendimiz bazı şeyleri farklı bildirdi. Müctehid âlimler de bunlara dayanarak farklı hükümler bildirdiler. Şimdi her müslüman, bunlardan birine uymak zorundadır.
Seyyid Ahmed Tahtavi Hazretleri buyuruyor ki:
Cehennemden kurtulan fırka-i naciyye, bugün dört mezhepte toplanmıştır. Bu dört mezhep, Hanefi, Maliki, Şafii ve Hanbeli’dir. Bu zamanda, bu dört hak mezhepten birine uymayan, bid’at sahibi olup Cehenneme gider. (Dürr-ül-muhtar haşiyesi)
****************************************************
**** Dördüncü delil, “Fıkıh Alimlerinin Görüşü” ne gelince;bir müslüman,
diğer  müslüman alimlerin, evliyanın görüşlerine katılmayabilir, inanmayabilir, ama onların tespitlerine,keşiflerine saygı duyar, onları hakir görmez, sövmez,lanet okumaz!  İslam tarihinde iyi bilinen bütün erdemli evliya ve salih müslümanlar, birbirlerine saygı duymuşlardır! Şeytanıın hizmetkarı politikacılar ise çıkar için, makam ve şöhret için her türlü kirli işi güya yoldaşlarına bile reva görmektedirler!
Bilhassa 20. asırdan sonra İslam’ı bölmek,yok etmek, müslümanların zihinlerini bulandırmak, İslam’ın sosyal hayata dair hükümlerini geçersiz kılıp kendi sömürgeci işlerine göre yorumlamak için uluslararası şirketler, masonlar, Yahudi ve İngiliz ajanları, İlluminati, Reptilianlar ve tüm Şeytani güçler çeşitli batıl inançlar ortaya çıkarıp, halkın nefslerinin hoşlarına giden pencerelerden girip onların ruhlarını ele geçirmeye çalışıyorlar! Özellikle müslüman ülkeleri ve yoksul ülkelerin garip halklarını köleleştirmeye ve sömürmeye çağlar boyunca uğraşmışlardır. Kölelik gerçekte kalkmamış, sadece şekil değiştirmiştir! Dünya devletlerinde iyiliksever, cesur ve adaletli başkanlar yok denecek kadar azdır! Yakın bir gelecekte Hz.Mehdi (a.s.), Hazreti İsa ve Hazreti Hızır’ın önderliğinde bütün şeytani uygarlıklar yok olacaktır! Bütün müminlerin hazırlanması ve uyanık olmaları bizim acil uyarımızdır!
SON DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORU: Kıyamete yakın neden Alemlerin Rabbi Allah c.c., kötü bilinen Yecüc Mecüc kavminin “inşaallah çıkarız!” dileğini gerçekleştirecek ve onlar Dünyaya saldırıp istila edecekler? Çünkü Dünya halkı gitgide sapıklaşacak, kötüleşecek ve onlara da başka zalim o kavimler musallat olacak! Deccal ise başka bir korkunç olay! Kehf Süresi ilk on ve son ayeti okuyanlar Deccal’in şerrinden korunur!
Allah’ın peygamberlerini inkar eden, nimetlerine nankörlük eden dünya halkları hak ettiğini bulacak! O yüzden devir, iman kurtarma asrıdır!
OLAĞANÜSTÜ HABERLER: Manevi keşif sahibi ariflerin 2009’daki haberlerine göre ölen 100 kişiden sadece birkaç tanesi imanlı ölüyormuş, diğerleri Cehenneme...Tabii yine dar görüşlü ve olağanüstü hiç bir olay yaşamamış bir ilahiyatçı (en çok onlar itiraz ediyor), “Nereden biliyorlar, ha ha ha!” deyip gülebilir...Madem güleceksin, sana son bir haber; belki bir gün işine yarayabilir: “Dünyadaki cinler ve şeytanlar uzaylılardan korkuyormuş; uzaylılar da evliyadan korkup çekiniyormuş!” İlkel kalan bizim 5 duyuya bağlı dünya insanı. Başka boyutlarda o kadar varlıklar yaşıyor ki haddi hesabı belli değil !
Bu mesajı, cihad ve cesaret ruhu olan herkes dünyaya yaysın ki ,şeytan karakterli varlıklar, saf insanları uçuruma ve cehenneme düşürmesinler!

Öncü Birliklerden Bir Süvari, 06.06.2016

27.06.2016_İNSANLAR, İNTERNETTE HANGİ AMAÇLARLA HABERLEŞİRLER...


İNSANLAR, İNTERNETTE HANGİ AMAÇLARLA HABERLEŞİRLER...

Eskiden insanlar konuşarak, mektupla, güvercinle, ateş yakarak veya nadiren telepatiyle haberleşirken 21.yüzyılda haberleşme çeşitleri çoğalmıştır. Bilim,teknoloji ve ürünlerin gelişmesiyle beraber insanoğlunun haberleşme amaçları da çok çeşitlidir.

Halkın çoğu esas amaçları fark edemez! Fark etmesi için duyu ötesi algıya, altıncı hisse, kalp gözünün açık olmasına ihtiyaç vardır! Asırlar boyunca olduğu gibi yine dış görünüşe aldanır. Uluslararası piyasada hala güzel kadın insanları tavlamak için bir numaralı tuzaktır...Kadın meşhursa, zenginse, makam sahibiyse, yetenekliyse insanları mıknatıs gibi çekme gücü artar!..Bu duruma Amerikalılara ait Facebook programında, manken videolarında, meşhur kadınların dedikodu haberleri izlenme oranlarında  birçok kişi şahit olmaktadır...
30 yıl kibar ve iyiliksever görünüp te karşı düşman devlet hesabına cacusluk yapan bazı insanların haberleri de dünya basınında nadiren de olsa yayınlanmıştır! Birini canlı olarak internette görmek istiyorsanız kamerada görüşün! Kamerada gördüğünüzde bile verdiği kimlik bilgileri doğru olmayabilir. Yaşadığı  ülke ve şehire ait, belli başlı yerlerde çekinmiş fotoğrafını isteyin...Az da olsa gerçeği yansıtır...

Şimdi konuyu uzatmadan haberleşme amaçlarına geçelim:
1.İnsanoğlunun arkadaş ihtiyacı olduğundan bunu sanal alemde de yaşamak isteyen kişiler arkadaş edinirler.
2.Gerçek hayatta arkadaş bulamadığından veya bulunmadığından sanal alemde arkadaş arayanlar vardır.
3.Gençlikte çok yaygın olan “sevgili” aramak için haberleşme programlarını kullananlar. Şu acı gerçeği hatırlamakta fayda var; gerçek hayatta insanlar nasılsa sanal alemde de genellikle öyledir. İstisna olarak çeşitli şekillere girenler vardır.
4.Meşhur olmak için internet haberleşme programlarını kullananlar: Bunlar önemli ve acil bir ihtiyaçları yokken sırf arkadaş sayım çok olsun diye rastgele 72 milletten arkadaş edinip 5000, 10.000 arkadaş edineyim diye uğraşanlar. Ayrıca film oyuncuları, şarkıcılar, gazeteciler,politikacılar ve diğer ünlüler halkın ilgisi olmadan yaşayamazlar...
5. Belli bir dini, mezhebi yaymak için dünyaya yayın yapanlar. Herkes kendi inancını anlatabilir. Bunlar ikiye ayrılır: A- Normal bir şekilde inancını anlatanlar.         B- Ölçüyü kaçırarak robot gibi devamlı onlarca yayın yapanlar, insanları bıktıranlar. Bunlar, insanı dinlemezler, yapıcı eleştiriler onlarda pek bir değişikliğe yol açmaz! Başka fikirlere de açık değildirler.

6.Belli bir parti,dernek, vakıf, kurum,şirketin reklamını yapanlar. Bunlar da ikiye ayrılır: A. İyi işler ve üretim yapanlar B. Kötü işler ve üretim yaparak ve  bunu gizleyerek maskeli bir şekilde insanlığa yalan ve hile yayanlar...
7.Bir devlet adına casus olarak çalışıp belli ülkeyi iyi, belli ülkeyi kötü göstererek çeşitli taktik, teknik ve metotlarla çalışanlar...Bunların en profesyoneli uzun yıllar kendini belli etmeyen, açık vermeyen usta ajanlardır.
8.Gerçek hayatta bazı insanlardan hıncını alamayıp bütün nefret, küfür ve lanetini internette özgürce yapanlar ve devam edenler...Bunlarda ruh hastalığı vardır!
9. Hırsızlık için insanları inceleyen, onların adres, mahalle, şehir ve ülkelerine dair bilgi toplayan hırsızlar...Bunlar, kendilerini acındırmak ve para elde etmek için dramatik hikayeler anlatırlar...
10. Cinsi sapıklar: Bunlar da kendi sapık amaçlarını tatmin etmek için insanların özellikle kadınların avına çıkmış tipler. Bu arada lezbiyeni, homoseksüeli, çocuk düşkünü ve her türlü sapık avcı da mevcuttur.Adam avına çıkmış fahişeler de vardır tabii...

11.Bir parti,dernek,kurum,şirket veya gruplarına eleman toplamak isteyen ve araştıran insan avcıları vardır...Normal vatandaş bunların gerçek yüzünü kolaylıkla bilemez!
12. Bir şirket, firma, devlet belli bir konuda bazı memurlara, işçilere görev vererek çeşitli insanlar hakkında bilgi toplamalarını isterler..”Fişleme” dedikleri şey...
13.Çok nadir de olsa insan satmak, kurban etmek gibi anormal amaçlar için araştırma yapan kişiler vardır...
14. İnsan şekline girmiş bazı uzaylılar dünyayı tanımak için sanal alemde dolaşıyor olabilirler...Bazı Amerikan sitelerinde “İnsan mısın?” diye çeşitli bulanık karakter sorması boşuna değildir! Ayrıca babası Rus Uzay Ajansında çalışmış bir sanatçı, “Uzaylıların aramızda insan şeklinde dolaştığını, daha fazla şey anlatırsa insanların bunu kaldıramayacağını” belirtmişti.
15.Bir şirketin ,fabrikanın mallarını satmak, pazarlamak için internette satış yapmaya çalışanlar...

16. Önemli bir amacı olmayıp vakit geçirmek, dalga geçmek, “Laf olsun, torba dolsun!” zihniyetinde olan serseriler de sanal alemde gezmektedirler !
17.Önemli gerçekleri insanlara aktararak, iyilik ettiğini düşünenler, Allah’ın rızasına ereceğine inananlar...

Daha nice amaçlar sıralanabilir...Ne kadar karışık bir dünyada yaşıyoruz değil mi?Bu kadar amaçları inceleyenler elbette bunu yazan editörün de amacını merak edebilirler. Benim amacım 5-A ve 17.maddeye girer; internette iyiliksever ve cesur birkaç dost bulma ümidim neredeyse sönmüştür! Yıllar boyunca haberleştiğim Türk veya yabancı 200 kişiyi listeledim; sonuç % 95 olumsuz ve kötü çıktı, maalesef bu acı bir gerçek! İşte sadece % 5 olan iyiliksever ve garip insanlık için çalışıyoruz. Önemli gerçekleri araştıran meraklılara ve Yüce Yaratıcının sırrına ulaşmak isteyen müminlere tebliğ yapmak beni mutlu eder!
Sağlık ve esenlik içinde kalmanız ve kurtuluşa ermeniz dileğiyle “Hoşçakalın!”    
27 Haziran 2016  Pazartesi,

Memduh ÖZCAN, Öğretmen Yazar, KONYA

14 Th FEBRUARY 2016_INVITATION TO AN AMAZING FACT INSPIRED FOR NON-MUSLIM BROTHERS AND SISTERS

INVITATION TO THE TRUTH BY INSPIRATIONAL HELP OF THE GOD
FOR MY BROTHERS AND SISTERS FROM HUMAN RACE.

Hello ! Greetings you from a benevolent,mystic cavalry ! I prayed to the God today on 14 th February that “Oh my God, what verse do you inspire  me for my non-muslim (non-believer) brothers and sisters as a holy sign and proof for them to believe in Islam (the Last Heavenly Religion) ;

The inspiration has come to my heart so; The verse 73 of Surah Araf, Holy Koran: “And to (the ancient tribe of) Thamoud (We sent)  their brother Salih. He said :” O my people! Serve Allah! You have no other God save Him. A wonder from your Lord has come to you.  This is the she-camel of Allah, a token unto you; so let her feed in Allah’s earth, and touch her not with hurt, lest a a painful torment seize you.”

EXPLANATION: (When Allah sent Salih to the people of Thamoud as a prophet, his people asked him: If you are indeed a prophet of Allah, ask your Lord to bring a she-camel out of this rock. Then we will truly believe in you. Salih duly prayed, and Allah immediately granted his wish, and a she-camel came out of the rock. Some of those who saw this miracle at once believed, but the rest continued to disbelieve, despite this proof. Although The Prophet Salih asked his people not to touch the camel, and to allow her to graze freely, they hamstrung and killed her.After this incident the prophet Salih left his home-town, and Allah destroyed the arrogant people by sending a mighty earthquake against them!)
“The way of truth resembles a broadway ; it is not difficult to find it! The difficulty arises from that people don’t look for it !”
I hope you reach the Truth and Salvation, best wishes and kind regards...

February 14, 2016 , Mystic Cavalry Mimoza33 


30.06.2016_DÜRÜST VE İDEALİST ÖĞRETMENLER ASLINDA MEMURLARDAN DAHA FAZLA ÇALIŞIR!

    Sayfa 1
  BİR ÖĞRETMENİN OKUL DIŞINDA YAPTIĞI OKULLA İLGİLİ İŞLER
  Sadece dış görünüşe bakarak, sormadan, incelemeden "Ayda 18 gün çalışıyor!" diyerek
  kötü zanda, hatta iftirada bulunarak öğretmenin rahat yaşadığını düşünen vatandaşlara
  tatil günlerinde günlerce sınav,ödev kağıdı okuyan ve diğer evrak işleriyle meşgul olan
  bir öğretmenin 3 aylık günlüğü sunulur...
  NİSAN 2016 YAPILAN İŞLER SÜRESİ
  03.04.2016 Pazar İmam Hatip ortaokulu sınıflarının 2.Dönem 1.Arapça  
    sınav kağıtlarının okunması. 8 saat
  04.04.2016 Pzt. 2.Dönem 1.Sınav kağıtlarının okunmasına devam 8 saat
    Dört çeşit sınıfa ait haftalık ders planının hazırlanması. 1 saat
  06.04.2016 Çar. Kutlu Doğum Haftası için İlahi Korosunun Çalıştırılması 1 saat
  09.04.2016Cmt. Seçmeli Yabancı Dil sınav kağıtları okundu (4 sınav) 4 saat
  10.04.2016 Paz. Okulla ilgili evrak işleri. 2 saat
  11.04.2016 Pzt.  Okulla ilgili evrak işleri ve Haftalık Ders Planı 3 saat
  13.04.2016 Çar. Kutlu Doğum Haftası için İlahi Korosunun Çalıştırılması 1 saat
  15.04.2016Cuma 2.Dönem 1.sınav sonuçlarının çizelgesinin hazırlanması 3 saat
    ve e-okula kayıt edilmesi.  
  16.04.2016 Cmt. 2.Dönem 1.sınav sonuçlarına ait kalan  çizelgelerin 2 saat
     hazırlanması ve e-okula kayıt edilmesi.  
    Aday Öğretmenlerle ilgili formların düzenlenmesi. 3 saat
  17.04.2016 Pazar Aday Öğretmenlerle ilgili 04-10 Nisan haftası gözlem 2 saat
    notlarının esas formlara doldurulması.  
  18.04.2016 Pzt. Aday Öğretmenlerle ilgili formlardan 11-17 Nisan 3 saat
    haftası formlarının tamamlanması  
    2.Dönem 1.Sınavlardan 8 sınavın sınav analizlerinin 4 saat
    hazırlanması.  
    Dört çeşit sınıfa ait haftalık ders planının hazırlanması. 1 saat
  20.04.2016 Çar. Kutlu Doğum Haftası için İlahi Korosunun Çalıştırılması 1 saat
  24.04.2016 Pazar Kalan sınav analizlerinden 4 sınavın analizinin hazırlanması 2 saat
  25.04.2016 Pzt. Öğretmenin bugün dersi olmadığı halde ilahi korosunun  
    Kutlu Doğum Haftası Programı için çalıştırılması. 2 saat
    Dört çeşit sınıfa ait haftalık ders planının hazırlanması. 1 saat
  MAYIS 2016   SÜRESİ
  02.05.2016 Pzt. Dört çeşit sınıfa ait haftalık ders planının hazırlanması. 1 saat
  09.05.2016 Pzt. Dört çeşit sınıfa ait haftalık ders planının hazırlanması. 1 saat
  15.05.2016 Pazar Toplam 8 sınıfın Derse Katılım ödevi kağıtlarının okunması 9 Saat
  16.05.2016 Pzt. Ödev notlarının Not Çizelgelerine ve e-okula kayıt edilmesi. 3 saat
    Dört çeşit sınıfa ait haftalık ders planının hazırlanması. 1 saat
  21.05.2016 Cmt. 5.Sınıfa ait 2. sınav sorularının seçilip hazırlanması. 8 saat
    (Hem Arapça hem Türkçe içeren sınav kağıdı hazırlamak  
    sade Türkçe metne göre kat kat zor ve problemli oluyor  
       
      Sayfa 2
    YAPILAN İŞLER SÜRESİ
  22.05.2016 Pazar 6 ve 7. sınıflara ait Arapça sınav kağıtları hazırlamak 9 saat
  23.05.2016 Pzt. 8.Sınıfa ait Arapça-Türkçe sınav kağıdı hazırlamak  7 saat
    Dört çeşit sınıfa ait haftalık ders planının hazırlanması. 1 saat
  28.05.2016 Cmt. Sekiz sınıfa ait yazılı sınavların okunması. 8 saat
  29.05.2016 Pazar  Aday öğretmen için 16-22 Mayıs haftası ile  8 saat
    23-29 Mayıs haftası ders gözlem formlarının tamamlanması  
  30.05.2016 Pzt. 6 ve 7.sınıfların Seçmeli Y.Dil sınav sorularının hazırlanması 4 saat
    Dört çeşit sınıfa ait haftalık ders planının hazırlanması. 1 saat
       
  HAZİRAN 2016   SÜRESİ
  04.06.2016 Cmt. 4 adet Seçmeli Y.Dil sınavının kağıtlarının okunması. 4 saat
  05.06.2016 Pazar Seçmeli Y.Dil sınav sonuçlarının not çizelgelerine   
    kaydedilmesi. 2 saat
  06.06.2016 Pzt. 2.Dönem 2.Araştırma ödev kağıtlarının okunması. 4 saat
    Dört çeşit sınıfa ait haftalık ders planının hazırlanması. 1 saat
  08.06.2016 Çar. Yazılı sınavların ve Derse Katılım notlarının e-okul sitesine  
    kaydedilmesi. 2 saat
  13.06.2016 Pzt. Dört çeşit sınıfa ait haftalık ders planının hazırlanması. 1 saat
  14.06.2016 Etkileşimli Sınıf Yönetimi Semineri 1 saat
  16.06.2016 Etkileşimli Sınıf Yönetimi Semineri; EBA Ders ve  6 saat
    tekrar izlenen video dersler  
  19.06.2016 Etkileşimli Sınıf Yönetimi Semineri; Eba V Ders ve   
    Tekrar edilen çalışmalar 8 saat
  20.06.2016 ESY Sınavı  1 saat
  21.06.2016 İl Zümre Toplantısı Raporu 1 Saat
       
       
  HESAPLAMA: OKUL DIŞINDA AYLARA GÖRE TOPLAM ÇALIŞMA SAATLERİ  
    NİSAN 2016 52 Saat
    MAYIS 2016 61 Saat
    HAZİRAN 2016 31 Saat
    3 AYLIK TOPLAM SAAT: 144 Saat 
  KAÇ İŞ GÜNÜ İLAVE 144 : 8 Saat=  18 İş Günü  
    18 İş Günü : 3 Ay = 6 İş Günü Her Ay İlave   
  AYLIK GERÇEKTE 18 + 6 İlave İş Günü= 24 İş Günü  
  KAÇ İŞ GÜNÜ  Memurların standart 22 gününden daha fazla çalışıyor!