25 Eylül 2017 Pazartesi

39.DOSYA/DAVA (CASE 39) FİLMİNİN KONUSU; (KESİNLİKLE İNCELEYİN !...

25.09.2017
                                          39.DOSYA/DAVA (CASE 39) FİLMİNİN KONUSU;
(KESİNLİKLE İNCELEYİN, SİZİN DE BAŞINIZA GELEBİLİR!)
HIZIR A.S.’IN KÖTÜ,ŞEYTANİ BİR OĞLANI ÖLDÜRMESİ;
ŞEYTANIN ELE GEÇİRDİĞİ ALMAN KIZ ANNELİESE MİCHEL’İN KORKUNÇ HİKAYESİ


KONUSU (Kısaca)      : Şeytani Bir Varlığın 10 Yaşında Bir Kız Olarak Görünmesi Ve  Çevresindeki Birçok İnsanı Normal Ötesi Olaylarla Öldürmesi.
YAPIM YILI                 :2009
ÜRETİLDİĞİ ÜLKE    : Kanada, ABD
Yönetmen                  : Christian Alvart
Oyuncular                  :FİLMDEKİ ADI                              OYUNCUNUN GERÇEK ADI
Emily Jenkins                                     :Renee Zellweger
Lilith (lily Sullivan)                           :Jodelle ferland
Doug Ames                                       :Bradley Cooper
Detective Mike Barron                    :Ian McShane
Edward Sullivan                               :Callum Keith Renne
Margaret Sullivan                            :Kerry O’Malley
Wayne                                               :Adrian Lester
Nancy                                                : Cynthia Stevenson
Emily jenkens, Aile Hizmetleri Dairesinde memur olarak çalışmaktadır. Emily, pek çok şey görmüş geçirmiş olduğunu düşündüğü sırada, 10 yaşındaki Lilith Sullivan onun en yeni ve en gizemli vakası haline gelir.
            Anne-babası Lilith’i öldürmeye çalıştığında, Emily’in en çok korktuğu şey doğrulanmış olur: Emily, Lilith’i kurtarır ve uygun bir bakıcı aile denk gelene  kadar onu yanına almaya karar verir.
            Esas dehşet de o zaman başlar...
            *********************************************************
   

(22—25. Dakika) Lilith’e 10 yıldır bakan anne ve baba  Onu fırında yakmaya çalıştılar (sebebi sonra anlaşılacak). Daha önce bir vatandaş ihbar ettiğinden çocuklara zarar veren böyle aileleri devlet kontrol ediyor. Memur Bayan Emily Jenkins ve Detektif Bay Mike eve gelip kızı kurtardılar ve ebeveynleri de önce mahkemeye sonra Bethel Psikiyatri Hastanesine götürüldü.
            (27.dakika) Lilith (Lily diye de söyleniyor) çocuk yuvasında kalmak istemediğinden Bayan Jenkins’e, “Seninle kalmak istiyorum, lütfen, uslu olurum.” diyerek yalvardı.
            (42.Dakika) Dedektif Mike, geçenlerde sorunlu bir ailede Diego adlı siyahi bir oğlan anne babasını uykusunda öldürdüğünden , cinayetten bir gün önce Emily’nin evinden telefonla ona arama yapıldığını söyledi. Emily, şaşırdı, kendisinin aramadığını söyledi. Sonra Lilith’e sordular. O, “Ben yapmadım (aramadım), yemin ederim.” Dedi.
            Diego adındaki siyahi çocuk anne babasını çok severmiş, niye ebeveynini öldürmüş olabilir !?
            (44.Dakika) Emily, çocuk hapishanesinde Diego’yu sorgularken Diego bilinmeyen bir sebeple krize girdi. Emily, hastanede Diego’yı ziyaret etti. O zaman Diego, Lily’nin aradığını tasdik etti. “O dedi.” dedi.
            (47.Dakika) Emily,nin erkek arkadaşı Doug, Lily ile sohbetinde eşek arılarından korktuğunu söyledi. Lily de kendinden korktuğunu söyledi. Kötü düşüncelerim var, dedi.  Doug, onunla görüştükten sonra endişelendi ve bunu Emily’ye “Kendimi tehdit edilmiş hissettim” diye belirtti.
            (50.Dakika) Emily ile Lily, mutfakta birlikte yemek yediler.
            (52.Dakika) Bay Doug, evdeyken bir telefon geldi; telefonda cızırtılı bir ses vardı. Sonra kulağından arı çıktı, daha sonra arılar olağanüstü bir şekilde çoğaldılar ve banyoda Doug’ın ölümüne sebep oldular. Olay yerini inceleyenlere göre bu durum kaza gibi görünüyor.
            (58.Dakika) Cenaza töreninden sonra Emily ve Lily otomobille eve dönerken Lily, Emily’e, “Benim suçum olduğunu düşünüyorsun, değil mi? “diye soruyor. Aslında öyle düşünmesine rağmen, “Kimsenin suçu değil, bir kazaydı.” Diye cevapladı.
(61.Dakika) Bayan Emily Jenkins, Psikiyatri Hastanesinde, Lily’in anne ve babası olan Margaret ve Edward Sullivan ile görüşmeye gitti. Edwardla sohbet edince Lily’in birçok insanın ölümüne sbep olduğunu, şeytani bir ruh taşıdığını, bir aileyi öldürüp işi bitince başka bir aileye sığındığını, uzaktan görme ve sezgi yeteneğinin güçlü olduğunu öğrendi.
Eğitim kurumunda Emily, Lily’nin siyahi bir kızın kulağına bir şeyler fısıldadığını görünce, onlara kötü etkide bulunmasın diye kolundan asılarak “Bir daha gruba katılmayacaksın!”, dedi. Bundan hoşlanmayan Lily, asansöre telepatik ve uzaktan bir etkide bulunarak düşüyormuş gibi hızlıca inmesine sebep olarak korkuttu.
(71.Dakika) Emily, iş arkadaşı Mike ile parkta Lily’nin şeytani kötülükleri hakkında sohbet etti; hayatta normal ötesi olaylar konusunda çoğu kişinin yaptığı gibi Mike Barron ona inanmadı!
(72.Dakika) Filmin başında kötü olarak gördüğü Margaret-Edward çiftinin evinde yaptığı gibi Emily de kapıya sürgülü iri kilit taktı! (Ateş düştüğü yeri yakar, atasözü akla geldi...)
(75.Dakika) Emily, kötü ruhlu Lily’den dolayı eve gitmek istemedi. O sırada iş arkadaşı Bay Wayne’ye telefon geldi. O da, Emily’ye “telefon sana” diyerek telefonu uzattı. Telefonu alınca telefondaki Lily, “Emily’ye: “Beni evde yalnız bırakmamalıydın, Emily!” dedi.
Bayan Jenkins, iş yerinde yalnız kaldı. O sırada biraz ilerde başka bir büroda boş sandalye dönüyordu.
(77.Dakika) Emily, işten eve dönünce Lily’nin yaptığı akşam yemeğini yemek istemedi ve kendi odasına gidip kapıyı kilitledi. Lily, onun odasına giremeyince kızdı ve kapıyı şidetle vurmaya başladı. Emily, elinde tornavida ile korkuyla duvara yaslanmış bekledi.
(79.Dakika) Emily kapıyı biraz sonra açtı; dolaba vardığında dolaptan görünüşü korkunç, yaralı yüzlü hayalet gibi bir kadın çıktı. Emily, korkarak evden dışarı fırladı. Korkunç kadın da onu kovaladı. Emily, bir otobüse yetişerek şoföre “Yardım edin!” diyerek bindi. Şoför, dışarıda kimse olmadığını söyledi, Sonra o korkunç kadın kayboldu. (Bu tür olaylardan cinler, şeytanlar, kötü ruhlar,evliya gibi varlıkların belli kimselere görünüp diğerlerinin algılamadığı gerçeği anlaşılıyor...Bu tarz fakat iyilik içeren başka olaylar da çok anlatılmaktadır.)
Emily, otobüsten çıkıp park etmiş otomobiline bindi. Lily, otomobilin arkasında belirdi ve ona, “Çocuğu yalnız bırakmak hapis cezası olan bir suçtur!” Dedi. Ayrıca, istediklerini Emily’nin yapmak zorunda olduğunu belirtti. Mesela, “yeni bir elbise istediğimi söylüyorsam, almak zorundasın.” Gibi.
(85.Dakika) Edward’ın kaldığı psikiyatri hastanesinde yemekhanede Lily, karşıda oturan çekik gözlü bir adamın bedeninde belirdi ve Edward’a hitaben “Yardım almana çok sevindim baba” deyince Edward adamın üstüne saldırdı, çatalı boğazına sapladı. Diğerleriyle kavga ederken yere düştü, elindeki çatal kendi yüzüne saplandı.
Margaret ise kaldığı hücrenin odasını kötü boyalı, kötü yazılarla dolu görüyor ve alevlerle tutuşarak yanıyor; ama dışarıdan bakanlar alevleri ve diğer kötü etkileri görmüyor!
(86.Dakika)  Emily, Mike ile görüşmeye gitti. Bir telefon kaydı dinlediler; Bir erkek sesi,    “Sana ve ailene neler yapacağıma karar vermeye çalışıyorum Michael!” diyordu. Ayrıca, “Her düşündüğümde kafamdaki ses, ‘Onları öldür!’ diyor.
Mike: —Kimsiniz? Deyince,
—Sadece küçük bir kızım!
—Yatma zamanı bayağı geçti.
—Lilith ?
Mike da gerçeği anladı. Emily’ye “Haklıydın. Doug’ı aramış. Senin telefonunu kullanmış.” Dedi. Emily, Edward’ın kendisine “Onu öldürmelisin!” uyarısını Mike’a bahsetti. Mike da, “Sana yardım edeceğim!” dedi.
(90.Dakika) Mike işyerinden tüfek aldı,yer altındaki otomobil garajında arabasına giderken siyah bir köpek belirdi.Arabasına bindiğinde köpek arka koltukta göründü. Köpek saldırdı; boğuşmada tüfek ateşlendi,Mike öldü.Dışardan bakılınca kendini vurmuş gibi görünüyordu.
(91.Dakika) Memur Wayne, Mike’ın ölüm haberini Emily’ye telefonla bildirince öfkeyle salona gitti. Lily keyifle TV izliyordu; Emily, Televizyonu devirdi. LiLy’ye :” Evimden def ol!” diye bağırdı. Lily’nin patlamış mısır tabağını fırlattı. Lily, ayağa kalkarak, “Sakın bana bağırma!” sözünü erkek sesiyle söyledi ve yüzü kötü yönde asıl yapısına biraz dönüştü.
Emily odasına gidip kapıyı kilitledi. Arkasına eşya yığdı. Sonra Lily, yine kapıya gelip, “Emily, özür dilerim, içeri girebilir miyim? Konuşup anlaşabiliriz.” Dedi.
Emily, “Benden uzak dur!” diye cevapladı. Lily tekrar, “Kızma, Üzgünüm, dedim. Saçını tarayacağım.” Diye ısrar etti.
Emily, kapıyı açmayınca Lily büyük bir güçle kapıyı zorlayarak ve kırarak içeri girdi.
(94.dakika) Lily normal kız şekline dönüştükten sonra eğilerek yatağın altındaki korkmuş Emily’ye baktı. Tornavidayı yere saplayarak ve gülerek ona, “Orada ne yapıyorsun şapşal şey?” diyerek alay etti. Emily, yılgın bir halde Lily’ye “Hayır!Ne istiyorsun?” diye sorduktan sonra Lily, “Annenden ne istiyorsan onu. Beni sevmeni istiyorum.” Diye cevapladı. Daha sonra Emily, içine uyku ilacı katılmış papatya çayı hazırlayarak Lily’ye içirdi. Bir müddet sonra Emily, onun odasını kontrol edip kapısını iple iyice bağladı. Eve benzin döküp yaktı, dışarı çıkarken sadece akvaryumdaki balığı aldı.
(99.Dakika) Dışarı çıktığında yanan eve baktı. Halk oraya toplandı.Baktı ki Lily karşıda duruyor, şaşırtıcı bir şekilde dışarı çıkmış! Lily, yanına geldi ve Emily’ye bakarak “Bu kötüydü!” dedi. Sonra elini tuttu.
Polisin “Bizi takip edin, size kalacak yer bulacağız” demesi üzerine yola çıktılar, polis arabasını takip ederek bir müddet gittiler.
(102.Dakika) Arabada giderken Lily’nin “Belki de havuzu olan bir otel bulabiliriz.” demesi üzerine Emily’nin aklına bir şey geldi.Emily arabayı denize doğru sürdü ve otomobille denize uçtular! Su altında biraz boğuştular. Lily, orada kötü yaratık şeklindeydi. Emily, otomobilin sol kapısını açarak ve yüzerek su yüzüne çıktı ve kurtuldu.
Emily ve çevresindekiler böylece insan görünümünde şeytani bir varlıktan kurtuldular ve bir trajedi sona erdi!
—SON— 


ÖNEMLİ DİPNOT: 1-Huzurlu bir hayat yaşayan bazı insanlar şöyle bir soruya şaşırabilirler: “Şeytani çocuk ta var mıdır?” Cevap, “Evet, vardır!”  Bu duruma örnek hem Kutsal Kuran’da hem de dünyanın çeşitli yerlerinde tarihi kayıtlara geçmiş vakalar vardır. Kur’an-ı Kerim’de Kehf Süresinde 74. Ayette Hz.Musa ile Hızır a.s. yolculuk yaparken Hızır a.s.’ın kötü, şeytani bir oğlanı öldürdüğü anlatılır. Olayı ve hikmetini açıklayan ayetler sırasıyla şöyle  :
74. “Yine gittiler.Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü. Musa: “Kısas olmadan masum bir cana nasıl kıyarsın?Doğrusu sen çok fena bir şey yatın.” Dedi.
80.Ayet: “Oğlana gelince, onun anne-babası mümin kimselerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkara sürüklemesinden korktuk.”
81.Ayet: İstedik ki Rabbleri onun yerine kendilerine ondan temizlikçe daha hayırlı ve daha çok merhamet eden birini versin.”  (1)
Bazı Müslüman müfessir ve fizikçilere göre, bu ayetlerde zaman yolculuğu yapıldığı anlamı da çıkmaktadır. Gelecekte kötü karakterli ve acımasız olduğu görülen kişi için Hızır a.s. geçmişe giderek Allah’ın izniyle o çocukken  onu öldürmüştür! Allah dilerse geleceğe ait bir durumu peygamberlerine, evliyasına bildirebilir.
2- İçine şeytan giren ve kurtarılamayan insanlara bir örnek te Almanya’da 1952’de doğan ve 24 yaşında 1976’da vefat etmiş olan Anneliese Michel adlı genç kızın hayat hikayesidir. 1968'de 16 yaşında yaşadığı ilk atakta bilinç kaybını felç takip etti. Bilinmeyen karanlık bir gücün pençesine düşmüştü sanki... Karnında bir ağırlık hissediyor ve kıpırdayamıyordu. Yardım için sesi bile çıkmayan çaresiz genç kız, durumunu  "cehennemin ortasına düşmek"olarak tarif ediyordu. 
1973'de İtalya’da bir kilise ziyareti esnasında olaylar iyice çığırından çıktı. Ayaklarının altında cehennem ateşini hisseden Anneliese kiliseden koşarak kaçtı.  Dini nesnelere ve dualara tahammül edemiyordu. Etraftaki ziyaretcilerin hepsi kendisinden gelen kötü kokuyu fark etmişti. Ailesi Anneliese'nin şeytan tarafından tacize uğradığını  düşünüyordu.
Doktorların çaresiz kaldığı ataklardan sonra yemeden içmeden kesildi. Duyduğu seslerden ve gördüğü iblis imgelerinden dolayı uykusu kaçan, sürekli hareket edip, kendine ve çevresine zarar veren, köpek gibi masa altlarına sürünen ve havlayan, böcek ve kömür yiyen, ölü bir kuşun kafasını koparan ve hatta yerden kendi idrarını yalayan, gün içinde 600 kez diz çökmekten dizleri parçalanan, paranoyaların çıldırttığı bir insana dönüştü. 
Anneliese iki kere red etmesine rağmen, 1975 yılında ailenin ısrarıyla "Büyük Şeytan çıkarma" işlemi büyük kilise tarafından kabul edildi ve bu iş için iki rahip atadı. Haftada 2-3 seans yapıldı.
Anneliese'nin şeytan çıkarma ritüeli esnasında tüyleri diken diken eden 40'a yakın kaydında, homurtu, gırtlaktan gelen ürkünç lıkırdamalara eşlik eden karışık küfürler, çığlıklar, itiraflar ve şeytanı öven konuşmalara şahit olmak mümkün. Bazı kayıtlar esnasında olağan üstü gücü yüzünden Anneliese'yi zapt etmek mümkün olmadığından sandalye'ye bağlamak zorunda kalıyorlardı.
            Seanslar esnasında birkaç farklı dil (Flemenkçe ve Çince) konuşan genç kadının, tonlama, hacim ve konuşmalarındaki anlamlılık ve mesajların içeriğindeki farklılılarından yola çıkan kilise yetkilileri 6 ayrı şeytanın etkisi altında olduğunu bildirdi. Bunlar: Lucifer Cain, Yahuda, Nero, Hitler ve Fleischmann, 16. yüzyılda yaşamış, zampara, kavgacılıktan dolayı düşmüş bir rahip... 
 "Senin adın ne Şeytan? Bir mesajın var mı? Bu vücudu ne zaman terk edeceksin?" gibi soruların karşılığında gelen cevap: "Cehennem azabı çok fazla, cehenneme gitmek istemiyoruz" şeklindeki itiraflarıydı. (2)
            Anneliese’nin annesi Anna ve babası Josef, nişanlıyken evlilik dışı ilk kızları Martha’yı dünyayı getirmişler ve o kız 8 yaşında ölmüş. Anna, utançtan dolayı evlenirken siyah bir duvak takmaya mecbur edilmiş. Bu tür günahlar da olumsuz hayatlarda etkili oluyor! Sonuçta Anneliese kurtarılamadı ve 1 Temmuz 1976 yılında Almanya’da Klingenberg’de perişan bir halde 31 kilo iken vefat etmiştir.
Bu vesileyle insanoğlu kurtuluşa ermek ve Cennete gitmek istiyorsa yapması gereken 5 önemli görevi Kainatı inceleyen Müslüman araştırmacı yazarlar olarak hatırlatalım:
1-Helal kazanç ile yaşamak. 2- Müslüman olarak Allah’a düzenli ibadet etmek. 3-Her gün sabah akşam koruyucu duaları okumak.  4-Zekat düşüyorsa zekat vermek; ayrıca düzenli sadakalar vermek.  5-Büyük günahları işlemeyip uzak durmak.
Sağlık ve esenlik dileklerimizle hoşça kalın ! 

Mimoza Evrensel Keşifler Grubu
(1)   Kuran-ı Kerim, Kehf Süresi: 74, 80, 81.Ayetler

(3)   https://www.youtube.com/watch?v=Mrd_WFQGvao

17 Eylül 2017 Pazar

DÜNYANIN EN ÇOK ZULÜM GÖREN ETNİK GRUBU ROHINGYA MÜSLÜMANLARI...

16.09.2017

DÜNYANIN EN ÇOK ZULÜM GÖREN ETNİK GRUBU ROHINGYA MÜSLÜMANLARI HAKKINDA 5 AYRI KAYNAKTAN HABERLER…

1-- AVRUPA ROHİNGYA KONSEYİ, MYANMAR'DA 3 GÜN İÇİNDE 3000 KADAR MÜSLÜMAN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ AÇIKLADI (28.08.2017)



       Avrupa Rohingya Konseyi Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Myanmar'ın Rakhine eyaletinde son üç gün içinde 2,000-3,000 arasında Müslüman öldürüldüğünü açıkladı.
Konsey sözcüsü Anita Schug, Anadolu Ajansına Rakhine eyaletinde 2000 ila 3000 müslüman öldüğünü ve diğer binlerce kişinin de "yavaş yanan bir soykırım" olarak nitelendirdiği soykırımda yaralandığını söyledİ.
          Schug, "[Rakhine'deki durum] sürmekte olan yavaş yavaş yanan bir soykırımdır" dedi ve Myanmar Ordusunu ÖLÜMLERİN ARKASINDA bulunmakla suçladı..
Pazar günü Saulpara köyünde, yalnızca Rathedaung'da yaklaşık bin Müslüman öldürüldüğünü söyledi.
     Schug, Rakhine'da 100.000 'den fazla sivilin yerinden edildiği, Bangladeş hükümeti tarafından kapatılan Myanmar-Bangladeş sınırında ise 2.000 Müslüman'ın sıkıştığını da sözlerine ekledi.
Ayrıca, Auk Nan Yar'dan yüz köylü Çarşamba günü bilinmeyen bir yere götürüldüklerini ve güvenlik konusundaki kaygılarının bulunduğunu belirtti.
Batı Myanmar'daki Rakhine eyaletindeki sınır karakollarındaki ölümcül saldırılar, Cuma günü patlak verdi ve toplu sivil kayıplara neden oldu.
       Daha sonra, Myanmar güvenlik güçlerinin orantısız güç kullandığını ve binlerce Rohingya köylüsünün yerini doldurduğunu, böylece havan ve makineli tüfeklerle evleri yok ettiğini söyleyen basında çıkan haberler çıktı.
Bölgede Budist ve Müslüman nüfus arasında gerginlik görülüyor çünkü 2012'de toplumsal şiddet patlak verdi.
    Geçen yılın Ekim ayında Rohingya'nın çoğunluk oluşturduğu Maungdaw'da başlatılan güvenlik sıkışıklığı, güvenlik güçlerinin insanlığa karşı suçları gösteren insan hakları ihlalleri üzerine bir BM Raporu hazırlamasına yol açtı.
Birleşik Krallık, bebekleri ve çocukları da içeren katliamlara yönelik tecavüz, cinayetler, acımasız dayak ve kayıpları belgeledi. Rohingya temsilcileri operasyon sırasında yaklaşık 400 kişinin öldüğünü açıkladı.
Rohingya, dünyanın en büyük devletsiz topluluğu ve en zulüm görmüş azınlıklardan biridir.

       Güneydoğu Bangladeş'teki Chittagong'da konuşulana benzer bir lehçe kullanan Sünni Müslümanlar, çoğu nesiller boyu Myanmar’da yaşamasına rağmen kendilerini yasadışı göçmenler olarak gören ve onlara "Bengali" diyen Budist çoğunluğun birçoğu tarafından  nefret edilmektedir.
Onlar, vatandaşlık elde etmek için, , kısmen 1982 tarihli, 1823 öncesinde-  ilk Anglo-Burma savaşından önce --Myanmar'da yaşadıklarını ispatlamayı şart koşan bir kanun nedeniyle bir etnik grup olarak resmen tanınmadılar .
(YORUM: Maalesef böyle saçma bir kanun da bulunuyormuş Dünya Gezegeninde)
       Çoğu, yoksul batıdaki Rakhine eyaletinde yaşıyor ancak vatandaşlıktan yoksun ve hareket ve çalışma kısıtlamaları nedeniyle taciz edilmiştir.
Bangladeşli kamplarda 400 bin kişi yaşıyor, ancak Dakka sadece küçük bir kısmı mülteci olarak tanıyor.

2-- 05.01.2012 TARİHİNDE YAYINLANAN “ÖLÜRSEM ÖZGÜRLÜKTEN ASLA VAZGEÇMEYİN” HABERİ
            Şimdi www.turkishny.com sitesinde 2012 yılında yayınlanan “Ölürsem Özgürlükten Asla Vazgeçmeyin” başlıklı haberin bazı bölümlerini inceleyelim:
                Batı onu Güney Asya'nın "Mandela"sı olarak tanıyor.
            ……………………………………………………………...........................................
            “Myanmar'da 1990 yıllındaki genel seçimlerde özgürlük savaşçısı Aung San Suu Çii, halkın yüzde 59'unun oyunu alarak başbakan olmaya hak kazanmıştı. İktidarı bırakmak istemeyen askeri rejim, Aung San Suu Çii'nin başbakanlığını zorla elinden almakla kalmadı, aynı zamanda Suu Çii'nin son 20 yıllık ömrünün 15 yılını da ev hapsinde geçirmesi için her türlü düzenbazlığı yaptı.
            '8888' Katliamı
Tek parti iktidarına son vermek amacıyla muhalefet 8/8/1988'de "dört sekiz" (8/8/88) adı altında bir genel grev çağrısı yaptı. On binlerce öğrenci, kamu çalışanı ve rahip sokaklara dökülerek, askeri rejimin sona ermesi çağrısı yaptı. Gece yarısına doğru Devlet Başkanı Sein Lwin, orduya "ateş" emri verdi. Güvenlik güçleri binlerce kişiyi katletti. General Saw Maung kanlı bir darbeyle "Devlet Yasa ve Düzeni Restorasyon Konseyi"ni yürürlüğe koydu.
…………………………………………………………………………………….
Bir Konuşma Onu Lider Yaptı
Başkent Rangun'da 26 Ağustos 1988'de 100 bin kişi önünde yapacağı siyasi bir konuşma ise onu Myanmar'daki muhalefetin yeni lideri konumuna taşıyacaktı……
Ancak sıkıyönetim ilan eden askeri cuntanın bu mitinge verdiği karşılık da çok sert oldu. 18 Eylül 1988'de yine binlerce kişi öldürülerek, halkın demokrasi isteği kanla bastırıldı.
……………………………………………………………………………………
Başbakanlığı Elinden Alındı
Askeri cuntanın tüm baskılarına rağmen Aung San Suu Çii önderliğindeki NLD partisi, 1990 yılındaki genel seçimlerde parlamentodaki sandalyelerin yüzde 82'sini kazandı.
Suu Çii, 1995 yılına kadar ev hapsinde kaldı ve yurtdışına çıkış yasağı konuldu. Ömrünün son 20 yılının en az 15 yılını ev hapsinde geçiren Nobel barış ödülü sahibi Aung San Suu Çii, kocası Michael Aris, 1999'da Londra'da kanserden hayatını kaybettiğinde cenazesine bile gidemedi.
Ara Seçimden Zaferle Çıktı
……………………………………………………………………….............................
Her türlü baskıya büyük bir sabırla karşı koyan özgürlük savaşçısı Suu Çii'nin partisi NLD, 1 Nisan 2012'de yapılan ara seçimlerden büyük bir zaferle çıktı. Parlamentodaki 45 koltuk için yapılan ara seçimde, muhalefet partisi NLD 42 sandalye kazanmasını başardı
2015'e Hazırlanıyor
Myanmar'da 67 yaşında meclise girmeyi başaran ve halkı tarafından "Leydi" olarak anılan Aung San Suu Çii, şimdiden 2015 yılındaki genel seçimler için kolları sıvamış durumda. Ancak Suu Çii'nin rakibi dünyanın en kanlı askeri rejimlerinden biri. Ne zaman ne yapacağını kestirmek zor.
NTVMSNBC
05.01.2012

3- MYANMAR KATLİAMINDA ÖLDÜRÜLEN KÖYLÜLER… (1 Eylül2017)

ABC (Haber Ajansı), Batı Myanmar'daki Rathedaung ilçesi yakınlarındaki Chut Pyin köyündeki toplu katliamlarla ilgili iki ayrı kaynaktan belli iddialar elde etti.
………………………………………………………………………………………
Rohingyalılar, çoğunluğu Budist olan bir ülkede Müslüman bir azınlıktır.
Rakhine eyaletinde yaşayan 1.1 milyon Rohingyalı, birçok aile nesiller boyu Maynmar’da yaşamasına rağmen vatandaşlıktan mahrum bırakılmakta ve ırk ayrımı şartları altında yaşamaktadırlar.
Komşu Bangladeş’teki kamplarda 400 bin Rohingyalı yaşamaktadır.
Bir rapor, Myanmar'ın Rakhine'deki Rohingya Müslümanlarına karşı sistematik bir şekilde insan haklarının ihlalinin tanımlanmış bir soykırım çerçevesine girdiğini belirtti.
Ekim ayında bazı Rohingyalılar, Suudi kaynaklı isyancı grup Harakah el-Yaqin (İnanç Hareketi) ile polis karakollarına saldırarak dokuz subayı öldürerek savaşmaya başladılar.
Güvenlik güçlerinin müteakiben yapmış oldukları müdahale, cinayetler, çete tecavüzleri ve keyfi gözaltı iddiasıyla çok acımasızdı.
Cuma günü, şimdi kendilerini Rohingya Kurtuluş Ordusu (ARSA) olarak adlandıran savaşçılar, bu kez 25 polis karakolunu basarak tekrar saldırdılar.
Daha sonraki günlerde Rohingyalılar tarafından en az bir Budist köy yakıldı ve 4000 Budist sorun noktalarından boşaltıldı.
Buna karşılık, güvenlik güçleri bölgeyi mühürledi ve orada çok sayıda sivil ölüm ve onlarca Rohingya köyünün tutuşması iddiaları var.
'Rohingyalılar'ı ortadan kaldırmak için tam teşekküllü girişim’
Bayan Lewa (Arakan Projesi Müdürü Chris Lewa)  ,isyan saldırılarının ordu eline geçtiğini söyledi.
Bayan Lewa ,“Yetkili makamlar, Rakhine ile beraber tüm Rohingya'yı kuzey Rakhine bölgesinden itme fırsatı veriyor ve bu yüzden kesinlikle etnik temizlik olduğunu düşünüyorum "diye belirtti.
………………………………………………………………………………………………………..
Myanmar Hükümeti, terörist bir tehdide karşı haklı bir askeri müdahale yürüttüğünü ancak birçok gözlemci için, "tasfiye işlemi" nin soykırım olmasa da etnik temizliğin bütün özelliklerini taşıdığını söyledi.
(Avustralya Haber Kurumu )

4—AL JAZEERA YAYIN KURUMUNUN İNGİLİZCE SİTESİNDE 13 EYLÜLDE YAYINLANAN “MYANMAR: WHO ARE THE ROHINGYA?” (MYANMAR: ROHİNGYALILAR KİMDİR?) BAŞLIKLI HABERDEKİ GRAFİĞE  GÖRE MYANMAR’DA BULUNAN VE MYANMAR’DAN  ÇEŞİTLİ ÜLKELERE GÖÇ EDEN ROHİNGYALI MÜSLÜMAN MÜLTECİLERİN SAYISI ŞÖYLE:
“Onlar, ülkenin resmi 135 etnik grubundan biri olarak sayılmamaktadır ve etkili bir şekilde onları devletsiz kılan 1982’den beri vatandaşlıktan mahrum edilmişlerdir!”
(YORUM: Myanmar’da 1982’de çıkan bu kötü ve saçma kanunu değiştirelim! )
Myanmar                                        :  1.000.000
Myanmar Rakhine Eyaletinde   :     120.000
Bangladeş                                        :    785.000
Tayland                                            :        5.000
Malezya                                           :   150.000
Endonezya                                      :     1.000
Hindistan                                         :   40.000
Pakistan                                           : 350.000
Birleşik Arap Emirlikleri               :   10.000
Suudi Arabistan                             : 200.000

KAYNAK:

5-- 7 Eylül 2017’de http://iuvmpress.com/16844 Sitesinde İngilizce yayınlanan “Aung San Suu Kyi’nin Müslüman Soykırımına Tuhaf Tepkisi” başlıklı haber:
Myanmar’ın iktidar Partisinin lideri, Müslüman soykırımını örtbas ederek haberleri, “teröristleri güçlendirme yöntemi olarak”  tanımlamıştır.
Rohingya azınlığının öldürülmesi karşısında, olaylara ilk tepkisinde medya tarafından sessizliği nedeniyle tarafından eleştirilen, Myanmar’ın iktidar Partisi lideri ve Nobel Barış Ödülü Sahibi Aung San Suu Kyi, bütün desteklerinin Rakhine Eyaletindeki bütün halka olduğunu ilan etmiştir.” (Tipik politikacı lafı)
O, aynı zamanda, teröristlerin çıkarlarına paralel olan yanlış bilgiden oluşan kocaman bir buz dağı” nı eleştirmiştir! (Korkunç gerçeği örtbas etmek için diyaloğu başka kanala çekme çabası) 
………………………………………………………………………………
SONUÇ VE ÇÖZÜM: 2 Nolu haberde fark ettiğiniz gibi 2017 Eylül itibariyle Myanmar Devlet Başkanı olan Bayan Aung San Suu Kyi’nin hayatı incelendiğinde onun da çok çile çektiği anlaşılmaktadır. Ne var ki “politika” denen meslek “Şeytanın sanatı” olduğundan çocukluğunda ve gençliğinde çok zulüm görmüş, yoksulluk çekmiş nice kişi sonradan makam, zenginlik ve şöhret sahibi olunca kısa sürede onlar da maalesef bozulmaktadır! İşte Şeytanın kendisi , Hz.Musa zamanında onun  akrabası Karun da, Belam bin Baura adlı alim de bir zamanlar salih varlıklar iken sonradan Allah’a asi olmuşlar,kötüleşmişler ve  küfür bataklığında helak olmuşlardır!
            Aung San Suu Kyi, orduyu ve çeteleri lanetlese ve  “en kısa sürede suçlular cezalandırılacak”, dese kısa sürede suikaste kurban gidecektir! Bu nedenle siyaset ölümü göze alma mesleğidir; yoksa dürüst insanlar, inancını, karakterini ve onurunu kaybederler! Derler ki, siyaset ‘ateşten gömlek’tir . Şahitlerin ve uzmanların da beyanıyla Myanmar’da Müslüman katliamlarını ordunun ve Budist çetelerin yaptığı anlaşılmaktadır.
            ÇÖZÜM: Dünyada bir millette, toplumda başka bir kavme karşı hor görme, kin, nefret,önyargı  ve intikam duygusu varsa, dürüst ve vicdanlı 1 milyar kişi kınasa da, ağlasa da, devamlı para yardımı da gönderse bu zulümler ve katliamlar bitmez! Sadece mülteci kamplarındaki yaralılar bir süre daha yaşar… Myanmar’daki soykırımı durdurmak için öncelikle komşu ülkeler Bangladeş, Malezya, Endonezya, Pakistan, Türkiye gibi ülkeler ittifak kurup savaş gemileri ve güçlü ordular göndererek fiilen savaşmalıdır, isterse savaşın kayıpları daha çok olsun; insanlık böyle belli olur! İnsanoğlu ancak musibetten anlar! (Kuran ayetleriyle açıkça belirtilmiştir!)
İkinci bir seçenek var; Uluslar arası İttifak, bütün mazlum kavmi yani 1 milyon Rohingyalıyı  diğer iyi ülkelere paylaşarak  yerleştirirler, böylece katliamdan ve korkunç muamelelerden kurtulurlar…İkisinden hangisinin yapılacağına inanıyorsunuz? Üçüncü durum ise, bütün bir kavmin dünyanın gözü önünde zamanla soykırıma uğramasıdır, zaten bu yapılıyor…İşte insanlığın utanç verici, korkunç yapısı…Herkes Kıyamete kadar ne ekerse onu biçecek! Sağlıcakla…16.09.2017
HAZIRLAYAN: Mimoza Evrensel Keşifler Grubu,
P.K. 268, Devri Cedid Mah. Vatan Cad. 42001 Nalçacı, KONYA