10 Aralık 2018 Pazartesi

KADINLAR, DIŞ DÜNYADA GÜNAHA DALDIKÇA, GÜYA ÖZGÜRLEŞTİKÇE SÖMÜRÜ SİSTEMİNİN KÖLELERİ OLUYOR...


05.12.2018

KADINLAR, DIŞ DÜNYADA GÜNAHA DALDIKÇA, GÜYA ÖZGÜRLEŞTİKÇE SÖMÜRÜ SİSTEMİNİN KÖLELERİ OLUYOR (BEYİN YIKAMA, ZİHİN KONTROLÜ)

           Kadınlar, ister Müslüman olsun ister diğer dinlerden olsun çalışmak gerekmediği halde anneliği ve ev hanımlığını bırakıp dış dünyada gezmeye ve eğlenmeye alışınca insan kullanıcı ve yıpratıcı kötü firmalar ona önce büyülü bir dünya gösterip sonra helake götürüyorlar!...
            İnsandaki kötülüğü emreden Nefsi Emmare ve lanetlenmiş Şeytan, insanlığa faydalı ilahi hükümleri kötü göstermeye, haram olan çirkin işleri de güzel göstermeye başlıyor…Bu konuda Kuran’da ayet vardır: “Âd ve Semûd'u da (helâk ettik). Sizin için, (onların başına nelerin geldiği) oturdukları yerlerden apaçık anlaşılmaktadır. Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip onları doğru yoldan çıkardı. Oysa bakıp görebilecek durumdaydılar.” (Ankebut Süresi, 38.Ayet)

 Resim 1: 

           Müzik, sinema gibi sektörlerdeki hayat ne kadar eğlenceli ve zevkli görünse de insanı yıprattığını ve yapay mutluluk olduğunu itiraf edenlerden biri de Türk şarkıcı Yeşim Erçetin’dir. O, 17 Kasım 2018’de Hürriyet Kelebek Gazetesi’nde yayınlanan demecinde şöyle açıklamıştır: “Evden çıkmıyorum. Sahte bir dünyanın içinde olmak istemiyorum” Aynı zamanda başka bir özeleştiri yapmak gerekir ki seyirciler vadisinden geçerken masum yılanları kışkırtmak ta büyük bir günahtı...Afrika’da en az 100 aç, susuz veya hastaya yardım etmek, umulur ki bu günaha keffaret olabilir.
            Kötülüğün ve günahların yaygın olduğu toplumlarda bakış açıları ve fikirler şöyle şeytanileşiyor:
            Kadınların en yaygın nefsi tutkusunu ilk örnek olarak verelim. Dindar bir Müslüman kadın veya Müslüman olmayan edepli başka  dinden bir ev hanımı, önceleri sadece kocasına süslenip onunla ilgilenirken, dışarıda çalışmaya başlayınca ayda 22 gün, 26 gün halk için süslenmeye ve onlara kendini beğendirmeye, güzel göstermeye çalışıyor. Hatta bir süre sonra zengin ve yakışıklı iş adamlarıyla görüşe görüşe, konuşa konuşa kocası ilgisini çekmez oluyor; onu umursamıyor, onunla ilgilenmiyor. Kocası kendisinden memnun olmayan bir kadının hadisi şeriflerde açıklandığı üzere Mahşerde kurtuluşu çok zor! Hatta işin başka bir kötü tarafı bu ilahi uyarıları duyan evli kadınlar, “O zaman en iyisi bekar olmak, boşanmak..” diye düşünmeye başlıyor. Çünkü istediği yere izinsiz gidebilecek, istediği elbiseyi giyecek, istediği zaman gece geç saatlere kadar dışarıda dolaşabilecek… Bu uyuşturucu ve acımasız dünyayı güzel zannediyor.
            Kocasıyla birlikte kayınvalidesi ve kayınpederine yemek hazırlayan kadın köle, Patronu istediği için elin adamlarına yemek hazırlayan kadın özgür.
            Evde oturup çocuğunu büyüten kadın köle, Kreşte çalışıp çalışan kadınların çocuklarına bakan kadın özgür. 
            Haramdır diye saçını yabancıya göstermeyen kadın gelenekçi, kuaföre saçlarını teslim edip sonra da "Bu saç stili size çok yakıştı, herkes size bayılacak!" gazıyla kendini sokağa atan ve güzelliğini herkese sergileyen kadın özgür ve mutlu.
            Evde kocasının lafına katlanan kadın köle, işyerindeki erkek mesai arkadaşlarının laf atmalarına gülüp geçen kadın, ayakta kalmaya çalışan güçlü.
            Evde eşi ve çocuklarına kahvaltı hazırlayan kadın köle, işyerinde onlarca erkeğe kahvaltı hazırlayan kadın özgür (Mesela kafelerde, lokantalarda garsonluk yapanlar.)
            Eşinden biraz eleştiriye maruz kaldığında, azarlandığında buna tahammül edemeyip yakınlarına şikayet eden, gıybet eden kadın, patronlar haksızlık yaptığında karşı gelebiliyor mu? Çoğunluk önemli zulümlere bile gıkını çıkaramıyor maalesef.
            Kocasına çoğu zaman itaatsiz ve nankör olan kadınların yaptığı en büyük kötülük, kendisi örnek olarak çocukların da babaya karşı soğuk, itaatsiz  ve nankör olmasına sebep olmasıdır. Bunun tersi de olabilir; yani masum çocukları iyi ve çalışkan anneye karşı muhalif yapan baba da olabilir. Çocuklar doğruyu-yanlışı tam ayırt edemediklerinden kendilerine daha çok para, hediyeler veren, daha çok ilgi gösteren (doğal mı yapay mı Allah bilir), yanlış isteklerini çoğu zaman yerine getiren anne/babanın tarafını tutarlar. Çalışan kadınların ailelerinde gruplaşma daha fazla olmaktadır; Benim param-senin paran, benim arabam-senin araban, ben ev işinin % 70’ ini yaptım-sen % 30’unu yaptın...gibi bitmeyen tartışmalar devam eder... Sosyal statüleri aynı olanların birbirini itmesi, tıpkı aynı kutupların birbirini itmesi gerçeği yaşanmaktadır. İkisi de evin birinci yöneticisi olmak istiyor; bu konuda uyarıcı atasözü şudur: “İki kaptan bir gemiyi batırır!”
Evde misafire bir bardak çay vermeye üşenen kızın, hostes olabilmek için çalmadığı kapı yok. Sebep? Evde 2 kişiye çay vermek hizmetçilik, dışarıda 200 kişiye çay vermek çağdaş hayatın bir gereği…
            Haram olduğu için yabancı bir erkekle tokalaşmayan, eğlence partisi yapmayan kadın gelenekçi veya bağnaz; haram helal demeden erkeklerle tokalaşan, gülüşen, yanaktan öpüşen kadınlar sempatik, çağdaş algılanır oldu…Çünkü reklamlar ve filmler devamlı beyin yıkıyor. İlluminati taktiği.
            Allah'ın rızasını elde etmek için nefis ve şeytanın isteklerine boyun eğmeyip "Biz Rabbimizin bize çizdiği sınırlara razıyız, yeter ki O bizden razı olsun" diyen kadını köle olarak görüp, "İslâm kadını köleleştiriyor" demek suretiyle Şeytanın avukatlığını ve maskaralığını yapan münafık veya kâfir zihniyetler türedi.
            Allah'ın emriyle İsa aleyhisselama hamile kaldığında "Keşke ölseydim de bu imtihanı görmeseydim" diyen Hz. Meryem’e hayret eden, "Sevişirim, cenabet gezerim, hamile kalırım, doğurmam" diyerek kendini özgür zanneden sapık bir toplum çoğalıyor Dünyada.
            "Cenazemi gece defnedin, erkekler görmesin" diyen Hz. Fatıma’ya tuhaf bakan fakat karnı burnunda bikini ile plajda oturan ,gezen kadınları çağdaş insan olarak gören yeni bir nesil türedi…
            Evde temizlik işi yapmayı gururuna yediremeyen, düşük sınıfın işiymiş gibi gören ve ‘ben de zenginlerin karısı gibi olup bir gün hizmetçi tutacağım’ hayaliyle yaşayanlar, sömürgeci firmaların davetlerinde ise ikna edilen mini etek, dekolte elbiselerle şirket menfaati gereği ünlü iş adamlarına kadehlerle, yapay gülücüklerle  ikramda bulunarak hizmet ederler; ancak bundan utanmazlar…
            Yanlış anlamanın yaygın olduğu bir Dünyada ilan ediyoruz ki İslâm, kadına çalışma yasağı koyan bir din değildir. Uygun ortamlarda çalışabilir; bekar yaşayan, dul veya boşanmış kadınlar,  düzenli maaşları yoksa hayatını  sürdürmek için çalışmaya ihtiyaç duyarlar. Ancak  dürüst ve adaletli adamların bile zor iş bulduğu bir dünyada bu durum, kadınlar için daha zor hale gelmiştir. Yani kötü firmalar, kötü emelleri için câzip her kadını kullanmak istemektedirler.
            İslâm'a göre "mal ayrımı" sistemi esastır ve Kur'ân-ı Kerîm "Kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay vardır” buyurarak (Nisa 32) kadınların çalışabileceğine işaret eder. Gerek bu âyet, gerek Hz.Peygamber döneminde Zeyneb binti Cahş Hanım ve başka kadınların ticaretle meşgul oluşları ve gerekse fıkıh kitaplarında yer alan şer'î hükümler kadının çalışmasının meşruiyetini ortaya koymaktadır. Önemli olan kadının çalışıp çalışmaması değil, çalışırken günaha girmemesi, bir haram işlememesidir. Tabii kadına haram olan bazı işler,erkeğe de haramdır. Onlar için de çalışırken harama bulaşmamak asıldır. Firmaların, fabrikaların sahtekarlık ve yolsuzluklarına karşı erkek-kadın herkes aynı tehlikeye maruzdur. Fark, cinsel bazı tutum ve davranışlardadır; çıkarcı bir kadın makyajla güzelliğiyle cilve yaparak işini yaptırmaya çalışırken erkek bu metodu değil de başka bir metodu kullanır, mesela rüşvet verir… Herkes şeytani bir yola sapabilir.
            Başka bir örnekle anlatacak olursak haram olan kadının denize girmesi değildir, örtünme emrini ihlal ederek girmesidir. Bazan ilahi emirler, alışılan hayat tarzına ters gelebilir. Çünkü insanlık nasıl alışmışsa öyle inanmaya başlıyor. Örtünme durumu, Yahudilikte de, Hıristiyanlıkta da, İslam’ da da vardır. Mesela fotoğraf ve sinemanın icadından önce görsel kanıt ta yoktur; yani tarihi kaynaklarda kumsallarda binlerce kişinin iç çamaşırı, diğer deyişle mayolarla denizlere girdiğine dair rivayetlere rastlanmamaktadır. Bu sanki 20.yüzyıldan itibaren türemiş bir gelenektir. Küçük bir grup olarak ormanda bir gölde, denizde yüzmüş olabilirler; bunlar imkansız değil.
            Kadının süslenmesi değildir haram olan; yabancı erkeklere karşı süslenmesi, yarı çıplak gezmesi, onların yanında güzel kokuyla  etkilemesidir haram olan… Yüce Yaratıcı, bitkilere, hayvanlara, doğadaki binlerce varlığa bakmayı yasaklamamış ta yabancı kadın ve erkeğe şehvetle bakmayı yasaklamışsa bunun da bir hikmeti var. Hayatta herkes, ister istemez bazı müstehcen sahnelere maruz kalabiliyor.
            Bugün Dünyada kadınları sinemada, müzik sektöründe, reklamlarda, moda dünyasında cinsel yönden kötüye kullanıp sergileyen başta İlluminati ,Masonluk, Uluslar arası sömürgeci şirketler gibi global örgütlerdir.
            Hiç kimse evde hem çalışıp hem de Allah'a saygıyla ibadet etmeye çalışan kadını mahkum, Allah'a isyan edip dış dünyada kötülere hizmet eden kadını hür diye propaganda yapmaya kalkmasın; bu da şeytâni bir taktiktir.
            Basında yayınlanan hayat hikayelerinin birinde, Türk Sinemasında en çok evlenip boşanan, sevgiliden ayrılan kadınlardan biri olan Ahu Tuğba’ya evli iken ve filmler çevirdikleri sırada iki münafık film yönetmeni, “Kocandan ayrıl, boşan!” diye talimat vermişler. Çünkü adamlar müstehcen film çekiyorlar; Müslüman olsun kâfir olsun, hangi evli adam karısının sevişme sahneleri olan filmlerde oynamasını ister ki? İsteyen sapıktır, alçaktır!
            Son olarak bir soru soralım: Size “Kadın mı değerlidir, para mı?” diye sorulsa, vicdanlı çoğu kimse “Elbette kadın!” diyecektir. Öyleyse paralar hep kasalarda, çantalarda saklanıyor, ortalara bırakılmıyor, özen gösteriliyor da kadınlar niçin örtülü olup daha çok evde bulunmasın! Başka bir örnek: inci, Dünyadaki en değerli ve gözde varlıklardandır, nadir bulunur, denizde midye içinde, karada özel muhafazalı yerlerde saklanır; işte kadın da inci gibidir, korunmalıdır. Kadın, soyulup defilelerde sergilenmez! Anlamayana son söz: “Acı gerçekleri yaşadıkça anlarsınız!” Selam ve doğru yoldan ayrılmamanız dileğiyle.

Mimoza Evrensel Keşifler Grubu; 05.12.2018

DİPNOT ve EKLİ RESİMLER: 1- ABD eski başkanı Barack Obama’nın karısı Michelle’in erkek olduğunu biliyor muydunuz? Alın size kanıt; ekteki fotoğrafa dikkatli bakın. Hatta Barack Obama, ordu mensuplarına yaptığı bir konuşmada boşta bulunarak “Bizim Maykıl (Michael: erkek ismi)” diye bahsetmiştir. Ne kötü bir dünya, değil mi! 
Yayın Tarihi: 31.10.2014
2-Avustralyalı tütün kralı Travers Beyron, karısı Taesha ve sevgilisini tasma takıp dolaştırdığı fotoğrafı internette yayınlamış. (Sözcü Gazetesi, 20.05.2015)
3-Tek adamla yetinmeyip durmadan sevgili değiştiren Türk film oyuncusu Pınar Altuğ’un sevgilileri. (29.05.2018)

4-ABD Başkanı Donald Trump’ın evliyken ilişkiye girdiği sevgilisi Stormy Daniels’e susması karşılığında 130 bin dolar verilmiş. Kadın, “Tam ifşaat” adlı kitabında gizli gerçekleri açıklamış. (Sözcü Gazetesi, 20.09.2018)
5-Türk şarkıcı Yeşim Erçetin’in 2013’te yayınlanmış “Boy Farkı” adlı video klibindeki anormal sahnelerden biri.

Yayın Tarihi: 06.12.2013



   Resim 2-

  Resim 3:
 
 Resim 4:
 
Resim 5:


             
          SORU: Dünyada yankı uyandıran bu olaylara bakarak bir kimse, “Kim daha suçlu?” diye sorabilir.
       CEVAP: İnsanlar zengin ve ünlü oldukça sapıtıyorlar ve onlara genellikle hukuk işlemiyor! Onlara er ya da geç İlahi Adalet ceza veriyor!