13 Ocak 2015 Salı

FİLOZOF HALİL CİBRAN’IN YÜREK YAKAN AĞITINI 2015 YILINDA TASDİK VE HAYKIRIŞ!.. (02.01.2015)



MÜCAHİD HALİL CİBRANIN YÜREK YAKAN AĞITINI 2015 YILINDA TASDİK VE HAYKIRIŞ!.. (02.01.2015)
Ey Kaymim…
Binlerce yıldır tekrar eden acı gerçekleri aynen yaşatırsın!..
15 yıl boyunca kaydedilen 200 hukuki işlem, aynası olmuştur ruhunun
Bütün bu işlerin yüzde beşinin iyi, yüzde doksan beşinin kötü olması,
vicdanını sızlatmaz senin!..
Zehirli balın etkisiyle ektiğin kötülük tohumlarının,
bir gün canavar olarak döneceğini umursamazsın!
Yüzüne maske takmışsın, aynaya bakıp kendini kandırmaktasın
İlahi kaderin tecellisiyle 3.Dünya Savaşının kasırgasını duyarsın;
Ama haramla karılmış harcın, mazlumların kanıyla örülmüş tuğlaların ve maske takmış çehren parçalara ayrılmayacak gibi gururlanırsın!

Ey kavmim…
“Eğer dinleseydik ve düşünseydik, ateş halkından olmazdık!” diyeceksin.
Kul hakkının su gibi değerli bir nimet olduğu kulağına haykırılır senin;
Fakat sen testilerini kırarak sularını mahvettiğin mazlumların hakkını,
Cehennem üzerinden geçecek uçağının yakıtıyla ödeyeceğine aldırmazsın!..
Tanrıya inanır ama Firavunlara taparsın!
Henüz Güneş batıdan doğmadı, belki tövbe edersin!..
                Memduh ÖZCAN, Öğretmen Yazar, Konya, 2015

YAŞADIĞINIZ ŞEHRİN,ÜLKENİN GERÇEK YÜZÜNÜ GÖRMEK İSTİYORSANIZ ACI GERÇEKLERİN SİTESİNİ İNCELEYİN:

EY KAVMİM, TANRIYA İNANIR AMA FİRAVUNLARA TAPARSIN!..  (HALİL CİBRAN)
Ey Kavmim!
Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin.
Dönüp de bakmazsın ölülerine.
Lut kavminden de de
ğilsin sen, hazdan olmayacak mahvin.
Acıyla karıldı harcın ama acıya da yabancısın.
A
ğıtları sen yakarsın ama kendi kulakların duymaz kendi ağıdını,
Bir koyun sürüsünden çalar gibi çalarlar insanlarını ve sen bir koyun sürüsü gibi bakarsın çalınanlarına.
Tanrı’ya yakarır ama firavunlara taparsın.
Musa Kızıldenizi açsa önünde, sen o denizden geçmezsin.

Ey kavmim…
Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin.
Korkarsın kendinden olmayan herkesten.
Ve sen kendinden bile korkarsın.
Hazreti
İbrahim olsan, sana gönderilen kurbanı sen pazarda satarsın.
Hazreti
İsayı gözünün önünde çarmıha gerseler, sen başka şeylere ağlarsın.
Gündüzleri Maria Magdalena’yı ‘fahi
şe diye taşlar, geceleri koynuna girmeye çabalarsın.
Zebur’u, Tevrat’ı,
İncili, Kuran’ı bilirsin.
Hazreti Davud için üzülür ama Golyat’ı tutarsın.

Ey kavmim…
Sen ki peygamberlerinin dediklerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin.
Dönüp de bakmazsın ölülerine.
Lut kavminden de de
ğilsin hazdan olmayacak mahvin.
Ama sen kendi acına da yabancısın.
Kadınların siyah giyer, kederle solar tenleri ama onları görmezsin.
Her kuytulukta bir çocu
ğun vurulur, aldırmazsın.
Merhamet dilenir,
şefkat dilenir, para dilenirsin. 
Ve nefret edersin dilencilerden.
Utancı bilir ama utanmazsın.
Tanrıya inanır ama firavunlara taparsın.
Bütün seslerin arasında yalnızca kırbaç sesini dinlersin sen.

Ey kavmim…
Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin.
Sana yapılmadıkça i
şkenceye karşı çıkmazsın.
Senin bedenine dokunmadıkça hiçbir acıyı duymazsın.
Örümcek olsan Hazreti Muhammed’in saklandı
ğı mağaraya bir ağ örmezsin.
Her koyun gibi kendi baca
ğından asılır, her koyun gibi tek başına melersin.
Hazreti Hüseyin’in kellesini vurmaz ama vuranı alkı
şlarsın.
Muaviye’ye kızar ama ayaklanmazsın.
Hazreti Ömer’i bıçaklayan ele sen bıçak olursun.
Ey kavmim…
Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin.
Ölülerine dönüp de bakmazsın.
Lut kavminden de de
ğilsin hazdan olmayacak mahvin.
Ama arkana baktı
ğın için taş kesileceksin.
Ve sen kendine bile a
ğlamayacaksın.
Kom
şun aç yatarken sen tok olmaktan haya etmezsin.
Musa önünde Kızıldeniz’i açsa o denizden geçemezsin.
Tanrıya inanır ama firavunlara taparsın.
Ey kavmim…
Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin.

KHALIL GIBRAN,Lübnanlı Filozof,Yazar,Şair,Ressam

MASKELİ BİR ŞEHRİ, MASKELİ BİR ÜLKEYİ YANSITAN MÜTHİŞ VİDEO...TEŞEKKÜRLER ABDULLAH !



                 AYNI VİDEONUN DAILY MOTION SİTESİNDEKİ YAYINI:
  
    http://www.dailymotion.com/video/x18rfdm_bu-sehir-abdullah-ozdogan_music 

2013_SAĞLIK İÇİN ŞİFALI GIDALAR VE YAPILACAKLAR


SAĞLIK İÇİN ŞİFALI GIDALAR VE YAPILACAKLAR    Ağustos  2013
Hem bilimsel hem dini bilgilere göre ve yaşanan tecrübelere göre hastalıkların başlıca sebepleri, şifalı ve etkili gıdalar aşağıdadır. Kim şartlara uyup hayatına tatbik ederse faydasını görür.

HASTALIKLARIN BAŞLICA SEBEPLERİ:
1. Baş ağrısı, romatizma, sinüzit, grip, ishal vb. birçok hastalığın sebebi üşümek ve soğuk almaktır. Her zaman soğuk almamak için tedbirli dışarı çıkmak lazımdır. Aç karnına soğuk meşrubat içmemeli veya soğuk gıdalar yememelidir.
2. Sürekli dert, üzüntü, stres, evham, kâbus, kafayı bir şeye takmak gibi ruhsal kederlerin kanser gibi bir çok hastalığa sebep olduğu bildirilmiştir. Bu sebeple hoşa giden meraklar, çiçek yetiştiriciliği, parka gitmek, müzik dinlemek, karikatür gibi komik şeyler okumak gibi faaliyetler ruhu rahatlatır.
3. Havada,suda, elbisede,vücutta, eşyalarda, çevrede kirlilik.
4. Gıdalarda zararlı, zehirli maddelerin bulunması.
5. Spor yapmamak.
6. Bazı kişisel hastalıklar ferdi günahlara keffâret; toplumda yaygın olarak çıkan salgın hastalıklar ve musibetler ise her tarafı kaplayan ahlaki bozulma, zina ve zulümlere karşı ilahi  cezadır!
Mutasyona (değişime) uğrayarak insanları aldatan savaşçı virüsler, günden güne zehirli mantarlar gibi çoğalarak yalancı şahitlik yapan,hilekar ve dönek insanlığa musallat olmuş uygun bir ilahi cezadır ! ! !
7. Kanserin sebebi sadece vitamin B17 eksikliği!...
8. Diğer sebepler…
ŞİFALI GIDALAR, İÇECEKLER VE UYGULAMALAR:
1.   Haftada birkaç tatlı kaşığı hakiki bal yemek.
2.   Haftada 3-4 kez bir çay kaşığı mümkünse ezilmiş çörek otu yemek.
3.   Haftada 3-4 kez bir-iki diş kıyılmış sarımsak yutmak. Çocuklar için yoğurtla balla karıştırılıp verilebilir.
4.   Haftada birkaç kez bir çay kaşığı siyah kuru üzüm çekirdeği yutmak; zekanın gelişmesi ve hafıza için.
5.   C vitamini yönünden zengin, bağışıklığı güçlendirici, hastalıklara karşı koruyucu gıdalar: Ekinezya,  nane, kekiği kaynatmadan demleyip içmek; kuşburnu biraz  kaynatılıp içilebilir; maydanoz, soğan gibi gıdalar yemek.
6.   Süt,yoğurt, balık gibi gıdaları mümkün olduğu kadar çoğu zaman almak.
7.   Kanseri engelleyen besinlerin başında atalarımızın Orta Asya’da içtikleri ‘buğday şırası’ geliyor.Buğday çimi yiyin ve buğday şırası için.Buğday,müthiş bir kanser ilacıdır.Buğday çimi,bol klorofil maddesi dışında 100 kadar vitamin,mineral ve besin maddesi içerir.Sıvı oksijenle dopdolu olan buğday çimi doğanın en güçlü anti kanseri olan ‘laetril! İçermektedir.. **Pakistan’daki Hunzakut Prensliği’nde kanserden ölüm yok. Ayrıca Hunzakutlular, acı badem ve kayısı çekirdeğini yiyorlar ve kansere yakalanmıyorlar. Her gün sadece 15-20 kayısı çekirdeği yemeniz yeterli!..**Ayrıca laetril, elma çekirdeğinde de vardır.Elmanın çekirdeğini de yiyin! Laetril, vitamin ve minerallerle verildiğinde çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır.
8.   Kur’an-ı Kerim’deki şifa âyetlerini suya okuyup içmek.
Hastalık zamanında yukarıdaki gıdalar her gün alınmalıdır!

NOT: Bunları bizzat kendimiz yıllardır yapıyoruz, Allah’a şükür faydasını görüyoruz. Ecel gelince bir şey sebep olur insan ruhu teslim eder; “Biz bunları yaptık, yine de hasta şu hastalıktan öldü!” demek yanlış olur. Bir çok hastalıktan korunur insan. Selamlar.


HAZIRLAYAN: Memduh Özcan,Öğretmen Yazar, Mimoza Evrensel Keşifler Grubu

163_“ZALİM EFENDİLER MAZLUM KÖLELER DÜZENİ”Nİ SÜRDÜRENLER ŞEYTAN’IN HİZMETKARLARIDIR !



Bir çeyrek asır boyunca dünyadaki olaylar ve insanların yaptıkları incelendi. Bu 2010’da kayıt edilmektedir. Gerçekten tarihte köleliğin resmen kalktığını Danimarka 1792’de, ABD 1806’da, Rusya ise serfliğin (derebeyliğin) 1861’de kalktığını ilan etmesine rağmen milletlerin yaşantısına bakıldığında ‘Zalim efendiler ve mazlum köleler düzeni’ nin devam ettiği görülmektedir. Bütün bu zulümler ve düzen, insanoğlunun kötülüğü emreden nefsine ve Şeytan’ın vesvesesine uymasından dolayı devam etmektedir.
Zalim Efendiler: İnsanlar, 10 sınıfa itibar edip hizmetkârlık etmektedir. Bu sınıflar: 1.Zenginler 2. Milletvekili, bakan gibi ülkenin üst yöneticileri 3. Valiler 4. Kaymakamlar 5. Resmi ve özel bütün kurum müdürleri 6. Korkulan güçler (general, mafya gibi) 7.Meşhur Kişiler (Şarkıcı, film oyuncusu, sporcu vb.) 8. Güzel Kadınlar 9. Geçici önemli menfaat sağlayıcıları.10. İktidara dalkavukluk yapan alimler.
       Mazlum Köleler: Zulme uğrayan , aslında değer verilmeyen, fakat politika icabı tatlı sözlerle “Hakları olduğu ve konuşma özgürlüğü olduğu söylenen; din, ırk,millet, dil, sınıf vb. ayrımcılığı yapılmadığı bildirilen sömürülen modern köleler şunlardır: 1.Çocuklar 2.Öğrenciler 3.Çiftçiler 4. İşçiler 5.Memurlar (İdareci olmayan mühendis,doktor, öğretmen, imam vb. de güdülen ve gerektiğinde feda edilen sürü gibi görülür) 6.Küçük esnaf ve serbest meslek sahipleri (bakkal, berber, avukat vb.) 7.Fakirler 8.Ev Hanımları 9. Emekliler. 10. Bakıma muhtaç hastalar.
       Zalim Efendilerin Başlıca Karakterleri:Zalim efendilere, kanunlar pek uygulanmaz, onlar birbirlerinin işlerini hallederler, suçlarını örtbas ederler. Refah içinde yaşamaları için sömürülecek kölelere ihtiyaç vardır, bu yüzden birbirleriyle pek çatışmak istemezler. Yöneticilerin çoğunun kazandığına bakın; asgari ücretle çalışan bir işçinin 5 katı maaş almaktadır. Halbuki 5 kat iş yapmakta mıdır? Yapsa bile çoğu adaletli midir; Hayır! Kölelerin fark edebileceğinden çok fazla  yalan,hile,sahtekarlık bilirler. Yani,yanlış işleri Dünya’da kılıfına uydururlar! Kirli işlerinin yürümesi için en çok kullandıkları metotlar: İkna, yalancı şahit, iftira, baskı ve sindirme, hediyelerle kandırma, şantaj vd. 1990’lardan sonra bir de kamera ile izleme çıktı. Fabrikalar, şirketler,bankalar,hastaneler,okullar,kafeteryalar…her yer izlenmektedir. Hepsi gerekli mi? Hayır! Hayat tarzına ve mahremiyete saygı kalmadı! Hak isteyen iki-üç mağdur çıkarsa hemen dalaverelerle susturulur veya cezalandırılır! “Zalim yöneticiler, para veya mevki gücüyle halkın % 97’sini satın alabilirler.” desek, yanlış olmaz! 
       Mazlum Kölelerin Başlıca Karakterleri: Halka neden,‘ayak takımı’ denir?Bunlar,hep ayak işlerini yaparlar. Hizmete alıştıkları için zamanla patronun yalan-yanlış işlerine de para veya korkudan destek vermeye başlarlar.İşçi ve memurlar, bazen haksızlıklardan şikayet ederler;fakat,“Gelin,mücadele edelim!”dendiğinde çoğu kaçar.100 kişilik bir toplumda birkaç dürüst adalet savaşçısı çıktığında desteklemezler,yalnız bırakırlar; tıpkı,Cesur Yürek William Wallace’ı,Nasreddin Hoca’yı,Jeanne D’arc’ı,Pir Sultan Abdal’ı, yalnız bıraktıkları gibi.Senin acıyıp, çok iyilik yaparak bataklıktan kurtardığın biri,daha sonra fazla para vaat eden veya korkutan bir zalimin tarafını tutarak nankörlük etmesi şaşırtmasın! Herkes bu dünyada ne ekerse öbür dünyada onu biçecektir! Azizler,“İstisnalar kaideyi bozmaz!”gerçeğince zalim sınıflar içinde nadirdir.

      16.07.2011  
    

154_ALEMLERİN RABBİ ALLAH’IN DOSTLARI OLAN YOL GÖSTERİCİ EVLİYAYA TABİ OLMAYA DAVETİYE



            Ey Dünya Gezegeni’ne imtihan için gelmiş yolcu kardeş! Kainatın sahibi Yüce Yaratıcı, milyarlarca galaksiler ve yıldızlar içinde  yüzde bir rahmetini sunduğu şu Dünya’da, en şerefli yaratılan varlık olan insanoğlunun kendisini tanıması, ibadet etmesi ve O’nu aramamız, özlememiz için bu değerli hayat nimetini yaratmıştır !
            Evrende bunca muhteşem güzelliğe, nimetlere, açık deliller ve mucizelerle  gönderilmiş peygamberler ve kutsal kitaplara rağmen hayat yalanlar, hileler ve tuzaklarla doludur!
            Bu yüzden doğru yolu gösteren yani mürşid bir veliye, onun nefs terbiye okulu olan dergahına yönelerek, nefsimizi arıtarak  Allah’a ulaşmamız lazımdır.
            Önyargıdan kurtulan, öğrenmeye ve araştırmaya meraklı, gizemli ve hikmetli gerçekleri keşfetmek isteyen kimseler Allah’a ve sırrına ulaşabilirler..
Mürşidle beraber olmanın, ona bağlanmanın delili Kur’an-ı Kerim’de Tevbe Süresi 119. Âyeti kerimedir: “Ey inananlar, Allah’tan korkun ve sādıklarla (doğrularla) beraber olun.” Tefsirciler ‘Sadıklar’ın mürşid-i kâmil olduğunu açıklamışlardır. En büyük mürşid Hz.Muhammed (a.s.) da dünyadan ayrıldığına göre “Alimler peygamberlerin vārisleridir.” Hadis-i şerifine uyarak ālim, mürşid-i kâmil olan bir veliye bağlanmak her çağda Müslümanlar için gereklidir. Mürşidi olmayanları, insanın kötülüğü emreden nefsi ve Şeytan çoğu zaman aldatır ve tuzağa düşürür !
            İslam tarihine bakıldığında sevilen, sayılan büyük ālimler, veliler bir mürşide bağlanıp yeterliliğe erdikten sonra insanlığı aydınlatmaya devam etmişlerdir. Şāh-ı Nakşibend (k.s.), Mevlāna Celaleddin Rumi (k.s.) ,Hacı Bektaşi Veli (k.s.), Yunus Emre (k.s.), İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed’in Hocası Akşemseddin Hazretleri hep karanlığa ışık saçan yıldız olmuşlardır. Günümüzde de Türkiye’de Adıyaman’da Gavs-ı Sani sıfatlı mürşid hazretleri dertli insanlığın kurtuluşu için rehberlik etmektedir.
Bir veliye bağlanmanın gerekliliğini Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim Han şöyle açıklar: “Padişah-ı âlem olmak kuru bir kavga imiş,
            Bir veliye bende olmak hepsinden âlā imiş.”
“Evliyanın himmeti (mānevi yardımı) yaydan çıkan oku geri çevirir!” gerçeği, sisli ormanda, tehlikeler vadisinde Allah’ın izniyle sizi kurtarır. İnsanlar kendi başlarına bütün işleri, konuları bilip becerebilselerdi hastalandığında doktora ve hastaneye, öğretmene ve okula, sanat ustasına ve dükkanına gitmezlerdi.

            Hadis-i şerifte şanlı Peygamberimiz: “Allah-ü Teālā bir kuluna iyilik dilerse, onu dinde fakih kılar.” Buyuruyor. Fakih; Gereğince anlayan, zeki anlayışlı âlim manalarına gelir. Yüce Allah, Hakikate ulaşmayı dileyen, bu yönde adım atan ve gayret eden mü’minleri gönül gözü açık, erdemli kullarından eylesin! Övgü, âlemlerin Rabbine, rahmet ve selam Hz.Muhammed (a.s.)’e , ailesine , arkadaşlarına ve iyi kulların üzerine olsun!  01.01.2011
      

148_AŞK, BEYAZ BİR KAR GİBİDİR; MÜNAFIKLARIN AŞKI İSE KARA YAĞMUR!


AŞK, BEYAZ BİR KAR GİBİDİR; MÜNAFIKLARIN AŞKI İSE KARA YAĞMUR!

   Aşkın değerini anlayabilmek ve ölümüne vefalı olabilmek için fırtınalar vadisinde kucağında dikenli gülleri taşıyabilecek yürek olması lazımdır! Halbuki asrın insanlarının çoğu, sinema,müzik,televizyon, internet,cep telefonunun savurduğu kuru yapraklar gibidir! Hareket ve ritim çok ama yeşil ruhları kaybolmuş!
    Aslında insanlar kime aşık biliyor musun; kendi nefslerine!..Aynada 1-2 saat süslenip,gururlanıp başka insana 10 dakika ilgi ve sevgi göstermeyen kişi neye aşıktır Allah aşkına? Kendi nefsine aşıktır! Aslında moda rüzgarının esirleri, başka iyi ve güzel insana da tahammül edemez! Sadece can sıkıntısından arkadaş edinmektedirler. Zorda kalınca elini bırakırlar!

    Biz kardelenler 3. Dünya Savaşında ve felaketlerde sadece Allah'ın lütfuyla, evliyanın himmetiyle ışınlanarak bataklığa düşmekten kurtulabiliriz, derleri bataklığa gömülür!..
   ...............................................................................