7 Mart 2021 Pazar

MİLYONLARCA İNSANI İLGİLENDİREN BİR HADİS HAKKINDA ÖNEMLİ İNCELEME

 

06.03.2021

MİLYONLARCA İNSANI İLGİLENDİREN BİR HADİS HAKKINDA ÖNEMLİ İNCELEME

HİKMETLİ BİR HADİS OLAN "Kadınları göze çarpar mevkilere oturtmayın, yazıyı (Yazma işi/ sekreterlik) da öğretmeyin. Dikiş öğretin ve Sure-i Nur'u da iyi öğretin." HAKKINDA



            Eğitimli kişiler öncelikle şunu bilmelidir ki her sözün anlamı göründüğü gibi basit değildir. Bazı sözleri anlamak için söyleyenin yaşadığı ülke, devir ve diğer önemli şartlar göz önüne alınarak değerlendirme yapılır. Ayrıca sözlerin sıralanışında da dikkat çekici  gerçekler vardır…

            Sadece Müslümanlar değil, bütün insanlık işine gelmediği veya alışkanlıklarına ters olan her konudaki talimatı, bildiriyi aceleyle inkar etmeye meyillidir!

            İlk bakışta kadınların eğitimine karşıymış gibi görünen ve birkaç Müslüman alimin eserlerinde bildirilmiş olan hadis, kaynaklarıyla  şöyle:

         "Kadınları göze çarpar mevkilere oturtmayın, yazıyı da (kâtiplik/sekreterlik) öğretmeyin. Dikiş öğretin ve Sure-i Nur'u da iyi öğretin." (Taberani, Mu'cemul Evsat, 3/46, h. no: 5713; Hakim, Müstedrek, 2/430, h. no: 3494; Beyhaki, Şuubul İman, 4/90 h. no: 2227 vd.)

Ramûzul Ehâdis, 2.Cilt, 5960.Hadis

         Sorularla İslamiyet.com Sitesinde bu hadisle ilgili açıklama metninin başlangıcında uydurma olduğuna dair başka kaynaklar gösterilerek, doğruluğuna dair açık kapı da bırakılarak 3 maddeli açıklama yapılması bir hikmeti olabileceğine işaret ediyor; ifade şöyle:

         Bu rivayetinin uydurma olduğu belirtilmiştir. (bk. et-Telhis-Müstedrek’le birlikte-, 2/430; İbnu’l-Cevzi, el-Mavduat, 2/269)

(Sorularla İslamiyet.com Sitesi)

            Bu konudaki gerçeği anlamak için farklı vatandaşların yorumlarını içeren 20 sayfalık metin okudum ve merhum Prof.Dr.Esad Coşan’ın kendi sesinden 8 dakikalık sohbet videosunu dinledim.

 Her Geniş Görüşlü Ve Dikkatli İnsanların Dikkatini Şu Püf Noktalara Çekerim:

            1*       Hz.Muhammed (a.s.)’in yaşadığı dönemde erkek olsun kadın olsun Müslümanları ilim öğrenmeye teşvik eden ve ilim öğrenmeyle ilgili birçok uygulama varken kafayı bir-iki kelimeye takarak İslam hakkında kötü zanda bulunmak veya inkara kalkmak dar görüş ve cehaletten başka bir şey değildir!

            Kadınların eğitim görmesine dair bir hadis-i şerif şöyledir:

            “Bir insanın cariyesi olur, ona güzel bir tahsil ve eğitim verir, sonra da onu azad ederse, Allah onu iki katıyla mükâfatlandırır.” (Buhari, Cihad, 145)

Köle kadınların bile eğitilmesini teşvik eden peygamber, hür kadınların ilim öğrenmesini yasaklar mı?

    Kadınların ilim öğrenmesinin dinde engellenmediğine dair başka bir hadis-i şerif şöyledir:

     Muhacir kadınlardan Şifa binti Abdullah şunları bildirmiştir:

“Ben Hafsa’nın yanında olduğum bir sırada Resulullah içeri geldi ve bana ‘Sen Hafsa’ya yazmayı öğrettiğin gibi, ona ‘Nemle rukyesini (bir nevi çıbanların iyileşmesine yönelik yapılan duayı) de öğretmeyecek misin?’ diye buyurdu.”

KAYNAKLAR: İbn Hanbel, Müsned, 45/46/h.no: 27095;

Ebu Davud, h.no: 3887) 

https://sorularlaislamiyet.com/kadinlara-yaziyi-ogretmeyin-rivayeti-hadis-mi

 

            2*       “Yazıyı öğretmeyin” ifadesinden önceki ilk cümleye çoğu kimse dikkat etmiyor. İlk söz, “Kadınları göze çarpan mevkilere oturtmayın” denildikten sonra “Yazıyı öğretmeyin” denmiş. Arapça hadiste o ifade “Lâ tünzilûhünne el-ğurafe ve lâ tüallimûhünne el-kitâbete…” Arapçada tekil “Ğurfetün” kelimesinin ‘çardak diye bilinen yazlık ev, oda, 7.gök” gibi anlamları var. Yani “Göze çarpan mevkilere oturtmayın” serbest tercümesi doğrudur. Sonra da “yazıyı/ yazma işini öğretmeyin” ifadesi buyrularak ne demek istenmiştir? Çoğu kişinin ‘yazı’ diye çevirdiği kelime aslında Arapça hadisde “el-kitâbete” dir. Yani bir anlamı, ‘sekreterlik’tir. 2012 yılı basımı Serdar Mutçalı’ya ait Dağarcık Yayınlarının Arapça-Türkçe sözlüğünde de bu kelimeye ‘yazıt, yazı, afiş, sekreterlik; çoğuluna ise ‘makaleler’ anlamları verilmiştir.

            Günümüz dünyasındaki sosyal hayatı göz önüne alırsak kadınların meşhur olmak, makam sahibi olmak için edindikleri bazı mesleklerin ve ilim dallarının onlar için iyi olmayacağı anlamı çıkarılabilir. Çünkü halkın hayran olduğu ve devamlı  irtibat kurmak istediği kadınlar rahatsız olurlar ve birçok günahlara maruz kalırlar. TV sunuculuğundan film yıldızı olmaya kadar birçok gösterişli sektörde kadınların huzursuzluğu yaygındır. İstisnalar kaideyi bozmaz!              

          Hz.Muhamed (a.s.),başka hadislerde kadın sahabilere yazıyı öğrenmeleri ve ilim öğrenmelerini emrettiğine göre, öğretilmesini yasakladığı ‘kâtiplik/sekreterlik’ olmalıdır; Çünkü duygusallık nedeniyle doğruyu kaydedememek ve unutkanlık nedeniyle hatalı kayıt kadınlarda yaygın olabileceğinden kadınlar için kâtiplik uygun bir meslek olarak görülmemiştir. En uygun tercüme bu olabilir. Bununla birlikte 20. ve 21. asırda Arapçada kâtiplik anlamında kullanılan ‘sekreterlik=sekreteriyye” kelimesi Hz.Muhammed (a.s)’ in asr-ı saadet döneminde yoktu.

            Her insanın öğrenmesi gereken okuma-yazma işleminin bir parçası olan ‘Yazıyı’ diye tercüme edilirse İslam Dini ilme karşıymış gibi algılanacağından manevi olarak büyük zararlara yol açar! Bu yüzden tercümanlık dünyanın en zor işlerindendir, dikkatli olmak lazım!

            3*       Bazılarınca uydurma denilebilen hadis, İslam tarihinde Taberani, Hakim, Beyhaki, Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi gibi birçok tanınmış âlimin eserinde nakledilmiştir.

   Yalnız Beyhaki de bu rivayetin münker (kabul edilemez) olduğunu belirtmiştir. (bk. Beyhaki Şuabu’l-İman, hno: 2227)

(KAYNAĞI: https://sorularlaislamiyet.com/kadinlara-yaziyi-ogretmeyin-rivayeti-hadis-mi )

Beyhaki’nin hem eserinde nakledip hem de “kabul edilemez” diye değerlendirmesi de tuhaf bir iş! Eğer inanmıyorlarsa ve kabul edilemez ise niye asırlar boyu şüphe ve fitne çıkmasına sebep oluyorlar? Öyleyse eserinize hiç almayın daha iyi!

            Diğer yanda merhum Prof.Dr.Esad Coşan, kendi sesiyle bir sohbetinde “hadisi Hz.Aişe’den mevkuf olarak Tayalisi ve Müstedrek rivayet etmiştir”, diye doğruluğuna inanarak açıklama yapmıştır.

KAYNAK: https://www.youtube.com/watch?v=_toiFKdvQp0

Mevkuf hadislerde isnad Rasûlullah (s.a.s)'e ulaşmaz; sahabîde son bulur. Mesela: Ravinin "İbn Abbas şöyle dedi" veya "Ali b. Ebi Talib şöyle yaptı" yahut ta "Ebu Bekr'in önünde şöyle yapıldı da o buna ses çıkarmadı" demesi yapılan rivayetin merfu' olmadığını ve mevkuf olarak nakledildiğini gösterir. (https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/mevkuf-hadis)

            Hukukta hâkimler arasında nasıl ihtilaf oluyorsa, âlimler arasında da görüş farklılığı oluyor. İnanıp inanmamak sizin ferasetinize kalmış.

            4*       İslam Dini’nde az sayıda bazı hadisi şerifler arasındaki bilgi veya emir farklılığı veya fer’î meselelerde mezhepler arasındaki görüş farklılığı bu Semâvi dinin yanlışlığını veya hatalı olduğunu göstermez. Bazı şeylerin hikmeti vardır.  Hayatın bazı dönemlerinde veya kişilerin karakterine göre bazı uygulamalar değişir; mesela su içmek sağlıklı bir yaşam için bütün insanlığa gereklidir ama bir şehrin su barajlarında zararlı madde varsa, yöneticiler halka bir dönem “Güvenliğiniz için bu şehirde su içmeyin!” talimatı verebilir. Bu uygulama, zamana ve duruma göre değişen bir şeydir.

            “Ebû Zer (r.a)’den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) bana şöyle dedi: «Ey Ebû Zer, ben seni zayıf görüyorum. Ben kendim için istediğimi senin için de isterim. Sakın iki kişi üzerine âmir olma ve yetim malına da velilik yapma!» (Müslim’de geçen sahih hadis) Şimdi bu hadisi şerife bakarak diğer insanların hiçbiri yöneticilik yapmayacak mı, bu kurumları,şehirleri kim idare edecek? Bu talimat ise kişilere göre değişen bir emirdir.

            Umarım bu açıklamalardan sonra bazı ilahi emirlerin hikmeti anlaşılmıştır. Son olarak İslam Dini’nde ilk üç delil kaynakları şunlardır: Kur’an-ı Kerim, Hz.Muhammed (a.s.)’in sünneti ve İcmâi Ümmet (yâni âlimlerin ittifak ettiği hususlardır). Bunlara içtenlikle inanmak gereklidir. Bazan gerçekleri keşfetmek için gayret gerekir!

            Sağlık, âfiyet, irfan ve yakin dileklerimle selamlar. 06.03.2021

Memduh ÖZCAN, Araştırmacı Yazar, Emekli Arapça Öğretmeni, Türkiye

   


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder