06.03.2021
MİLYONLARCA İNSANI İLGİLENDİREN BİR
HADİS HAKKINDA ÖNEMLİ İNCELEME
HİKMETLİ BİR HADİS OLAN "Kadınları
göze çarpar mevkilere oturtmayın, yazıyı (Yazma işi/ sekreterlik) da
öğretmeyin. Dikiş öğretin ve Sure-i Nur'u da iyi öğretin." HAKKINDA
Eğitimli
kişiler öncelikle şunu bilmelidir ki her sözün anlamı göründüğü gibi basit
değildir. Bazı sözleri anlamak için söyleyenin yaşadığı ülke, devir ve diğer
önemli şartlar göz önüne alınarak değerlendirme yapılır. Ayrıca sözlerin
sıralanışında da dikkat çekici gerçekler
vardır…
Sadece
Müslümanlar değil, bütün insanlık işine gelmediği veya alışkanlıklarına ters
olan her konudaki talimatı, bildiriyi aceleyle inkar etmeye meyillidir!
İlk
bakışta kadınların eğitimine karşıymış gibi görünen ve birkaç Müslüman alimin
eserlerinde bildirilmiş olan hadis, kaynaklarıyla şöyle:
"Kadınları
göze çarpar mevkilere oturtmayın, yazıyı da (kâtiplik/sekreterlik) öğretmeyin.
Dikiş öğretin ve Sure-i Nur'u da iyi öğretin." (Taberani, Mu'cemul
Evsat, 3/46, h. no: 5713; Hakim, Müstedrek, 2/430, h. no: 3494; Beyhaki, Şuubul
İman, 4/90 h. no: 2227 vd.)
Ramûzul Ehâdis, 2.Cilt, 5960.Hadis
Sorularla
İslamiyet.com Sitesinde bu hadisle ilgili açıklama metninin başlangıcında
uydurma olduğuna dair başka kaynaklar gösterilerek, doğruluğuna dair açık kapı da
bırakılarak 3 maddeli açıklama yapılması bir hikmeti olabileceğine işaret
ediyor; ifade şöyle:
“Bu rivayetinin uydurma olduğu
belirtilmiştir. (bk.
et-Telhis-Müstedrek’le birlikte-, 2/430; İbnu’l-Cevzi, el-Mavduat, 2/269)
(Sorularla İslamiyet.com Sitesi)
Bu konudaki gerçeği anlamak için farklı vatandaşların yorumlarını içeren 20 sayfalık metin okudum ve merhum Prof.Dr.Esad Coşan’ın kendi sesinden 8 dakikalık sohbet videosunu dinledim.
Her Geniş Görüşlü Ve Dikkatli İnsanların Dikkatini Şu Püf Noktalara Çekerim:
1*
Hz.Muhammed (a.s.)’in yaşadığı
dönemde erkek olsun kadın olsun Müslümanları ilim öğrenmeye teşvik eden ve ilim
öğrenmeyle ilgili birçok uygulama varken kafayı bir-iki kelimeye takarak İslam
hakkında kötü zanda bulunmak veya inkara kalkmak dar görüş ve cehaletten başka
bir şey değildir!
Kadınların
eğitim görmesine dair bir hadis-i şerif şöyledir:
“Bir insanın cariyesi olur, ona güzel bir tahsil ve
eğitim verir, sonra da onu azad ederse, Allah onu iki katıyla
mükâfatlandırır.” (Buhari, Cihad, 145)
Köle kadınların bile eğitilmesini teşvik eden peygamber, hür kadınların ilim öğrenmesini yasaklar mı?
Kadınların ilim öğrenmesinin dinde engellenmediğine dair başka bir hadis-i şerif şöyledir:
Muhacir kadınlardan Şifa binti Abdullah şunları bildirmiştir:
“Ben Hafsa’nın yanında olduğum bir sırada Resulullah içeri geldi ve bana ‘Sen Hafsa’ya yazmayı öğrettiğin gibi, ona ‘Nemle rukyesini (bir nevi çıbanların iyileşmesine yönelik yapılan duayı) de öğretmeyecek misin?’ diye buyurdu.”
KAYNAKLAR: İbn Hanbel,
Müsned, 45/46/h.no: 27095;
Ebu Davud, h.no: 3887)
https://sorularlaislamiyet.com/kadinlara-yaziyi-ogretmeyin-rivayeti-hadis-mi
2* “Yazıyı
öğretmeyin” ifadesinden önceki ilk cümleye çoğu kimse dikkat etmiyor. İlk söz,
“Kadınları göze çarpan mevkilere oturtmayın” denildikten sonra “Yazıyı
öğretmeyin” denmiş. Arapça hadiste o ifade “Lâ tünzilûhünne el-ğurafe ve lâ
tüallimûhünne el-kitâbete…” Arapçada tekil “Ğurfetün” kelimesinin ‘çardak diye
bilinen yazlık ev, oda, 7.gök” gibi anlamları var. Yani “Göze çarpan mevkilere
oturtmayın” serbest tercümesi doğrudur. Sonra da “yazıyı/ yazma işini
öğretmeyin” ifadesi buyrularak ne demek istenmiştir? Çoğu kişinin ‘yazı’
diye çevirdiği kelime aslında Arapça hadisde “el-kitâbete” dir. Yani bir
anlamı, ‘sekreterlik’tir. 2012 yılı basımı Serdar Mutçalı’ya ait Dağarcık
Yayınlarının Arapça-Türkçe sözlüğünde de bu kelimeye ‘yazıt, yazı, afiş,
sekreterlik; çoğuluna ise ‘makaleler’ anlamları verilmiştir.
Günümüz dünyasındaki sosyal hayatı göz önüne alırsak kadınların meşhur olmak, makam sahibi olmak için edindikleri bazı mesleklerin ve ilim dallarının onlar için iyi olmayacağı anlamı çıkarılabilir. Çünkü halkın hayran olduğu ve devamlı irtibat kurmak istediği kadınlar rahatsız olurlar ve birçok günahlara maruz kalırlar. TV sunuculuğundan film yıldızı olmaya kadar birçok gösterişli sektörde kadınların huzursuzluğu yaygındır. İstisnalar kaideyi bozmaz!
Hz.Muhamed (a.s.),başka hadislerde
kadın sahabilere yazıyı öğrenmeleri ve ilim öğrenmelerini emrettiğine göre,
öğretilmesini yasakladığı ‘kâtiplik/sekreterlik’ olmalıdır; Çünkü duygusallık
nedeniyle doğruyu kaydedememek ve unutkanlık nedeniyle hatalı kayıt kadınlarda
yaygın olabileceğinden kadınlar için kâtiplik uygun bir meslek olarak
görülmemiştir. En uygun tercüme bu olabilir. Bununla birlikte 20. ve 21. asırda
Arapçada kâtiplik anlamında kullanılan ‘sekreterlik=sekreteriyye” kelimesi
Hz.Muhammed (a.s)’ in asr-ı saadet döneminde yoktu.
Her
insanın öğrenmesi gereken okuma-yazma işleminin bir parçası olan ‘Yazıyı’ diye
tercüme edilirse İslam Dini ilme karşıymış gibi algılanacağından manevi olarak
büyük zararlara yol açar! Bu yüzden tercümanlık dünyanın en zor işlerindendir,
dikkatli olmak lazım!
3* Bazılarınca uydurma denilebilen hadis, İslam tarihinde Taberani, Hakim, Beyhaki, Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi gibi birçok tanınmış âlimin eserinde nakledilmiştir.
Yalnız Beyhaki de bu rivayetin münker (kabul edilemez) olduğunu belirtmiştir. (bk. Beyhaki Şuabu’l-İman, hno: 2227)
(KAYNAĞI:
https://sorularlaislamiyet.com/kadinlara-yaziyi-ogretmeyin-rivayeti-hadis-mi
)
Beyhaki’nin
hem eserinde nakledip hem de “kabul edilemez” diye değerlendirmesi de tuhaf bir
iş! Eğer inanmıyorlarsa ve kabul edilemez ise niye asırlar boyu şüphe ve fitne
çıkmasına sebep oluyorlar? Öyleyse eserinize hiç almayın daha iyi!
Diğer yanda merhum Prof.Dr.Esad Coşan, kendi sesiyle bir
sohbetinde “hadisi Hz.Aişe’den mevkuf olarak Tayalisi ve Müstedrek rivayet
etmiştir”, diye doğruluğuna inanarak açıklama yapmıştır.
KAYNAK: https://www.youtube.com/watch?v=_toiFKdvQp0
Mevkuf hadislerde isnad Rasûlullah (s.a.s)'e ulaşmaz; sahabîde son
bulur. Mesela: Ravinin "İbn Abbas şöyle dedi" veya "Ali b. Ebi
Talib şöyle yaptı" yahut ta "Ebu Bekr'in önünde şöyle yapıldı da o
buna ses çıkarmadı" demesi yapılan rivayetin merfu' olmadığını ve mevkuf
olarak nakledildiğini gösterir. (https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/mevkuf-hadis)
Hukukta hâkimler arasında nasıl ihtilaf oluyorsa, âlimler
arasında da görüş farklılığı oluyor. İnanıp inanmamak sizin ferasetinize
kalmış.
4* İslam
Dini’nde az sayıda bazı hadisi şerifler arasındaki bilgi veya emir farklılığı
veya fer’î meselelerde mezhepler arasındaki görüş farklılığı bu Semâvi dinin
yanlışlığını veya hatalı olduğunu göstermez. Bazı
şeylerin hikmeti vardır. Hayatın bazı dönemlerinde veya kişilerin
karakterine göre bazı uygulamalar değişir; mesela su içmek sağlıklı bir yaşam
için bütün insanlığa gereklidir ama bir şehrin su barajlarında zararlı madde
varsa, yöneticiler halka bir dönem “Güvenliğiniz için bu şehirde su içmeyin!” talimatı
verebilir. Bu uygulama, zamana ve duruma göre değişen bir şeydir.
“Ebû Zer (r.a)’den rivayet
edildiğine göre o şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) bana şöyle dedi: «Ey Ebû
Zer, ben seni zayıf görüyorum. Ben kendim için istediğimi senin için de
isterim. Sakın iki kişi üzerine âmir olma ve yetim malına da velilik yapma!» (Müslim’de
geçen sahih hadis) Şimdi bu hadisi şerife bakarak diğer insanların hiçbiri
yöneticilik yapmayacak mı, bu kurumları,şehirleri kim idare edecek? Bu
talimat ise kişilere göre değişen bir emirdir.
Umarım bu açıklamalardan sonra bazı ilahi emirlerin
hikmeti anlaşılmıştır. Son olarak İslam Dini’nde ilk üç delil kaynakları şunlardır:
Kur’an-ı Kerim, Hz.Muhammed (a.s.)’in sünneti ve İcmâi Ümmet (yâni âlimlerin
ittifak ettiği hususlardır). Bunlara içtenlikle inanmak gereklidir. Bazan
gerçekleri keşfetmek için gayret gerekir!
Sağlık, âfiyet, irfan ve yakin dileklerimle selamlar. 06.03.2021
Memduh ÖZCAN, Araştırmacı
Yazar, Emekli Arapça Öğretmeni, Türkiye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder