26 Ekim 2013 Cumartesi

DÜNYADA SAVAŞLAR, OLAYLAR


Yayın No:019
DÜNYADA SAVAŞLAR, OLAYLAR 
BÖLÜM 2: 
(SAVAŞ ESAS İTİBARİYLE BİR SAVUNMA SANATIDIR; ZALİMLERE KARŞI SAVAŞ MEŞRUDUR...)

    Dünya tarihindeki savaşlar ve önemli olayların sebepleri incelendiğinde, insanların genellikle  ne için savaştıkları görülecektir. Sonuç olarak alınması gereken ibretler şunlardır:      

1- İnsanlar,milletler, açlık ve kıtlık gibi mazeretler hariç sahip olduklarıyla ve yaşadıkları ülkeyle yetinseler, dünyaya egemenlik hırsından kurtulsalar, savaşların önemli bir kısmı olmayacaktı. Bu tahakküm fikri de genellikle milletler güçlendikleri zaman ortaya çıkmıştır. 2. Dünya Savaşı'nda Almanya, Japonya, ABD'nin  durumunda olduğu gibi.      

2- İnsanlar doğruluğuna ve yüceliğine inandıkları sistemlerin, ideolojilerin, dinlerin hakim olması için de  savaşmışlardır. Ama tarih boyunca yaşananlar ve çeşitli yönlerden incelemelerin ışığında hangi sistemin   daha faydalı ve huzur getirdiği anlaşılacaktır.      

3- Tarihte her ne zaman yeni bir peygamber veya din ortaya çıksa, genellikle kötü gelenekleri ve alışkan- lıkları olan toplumlar karşı gelmişlerdir. Tarihteki en önemli ve ilginç olaylar peygamberlerin hayatlarında ve yaşadıkları toplumda olmuştur. Sosyolojik açıdan toplumların alıştıkları gelenekleri ve inanç tarzından yeni bir değişikliği kabul etmelerinin zor olduğu görülmüştür. Özellikle ilahi dinlerin çıkışlarında, insana ve topluma zararı olduğundan değil, azgın ve çıkarcı gruplar için inanmak veya dine hoşgörüyle bakmak tahammül  edilemez bir duygu olduğundan peygamberlere ve inananlara her türlü eziyeti yapmaya çalışmışlardır. Ama sonları hüsran olmuştur.      
4- Daha çok şey isteyen, hırs sahibi insanoğlunun bu tutkusu, mal ve menfaat için sömürme savaşlarına neden olmuştur. Binlerce yıl geçmesine rağmen Dünya'nın her yerinde çeşitli şekillerde hilelerle devam   etmektedir. İnsana acımayan materyalist ve çıkarcı insanlar, insanların duygularına ve gözyaşlarına değer  vermezler.      

5- Zulm, haksızlık, adaletsizlik hiçbir zaman uzun süre egemen olamamıştır. "Kendine yapılmasını iste- mediğin bir şeyi başkasına yapma!" prensibi de adalet konusunda bir ipucu verir. İyiliği ve adaleti savunanlar haksızlığa karşı mücadele etmezlerse, bir grup zalim, çoğu gafil, bencil, ihmalkar bir topluma egemen olup  zulmeder.      

6- Milliyetçilik olsun, ırkçılık olsun ; yani bir milletin, ırkın üstünlüğünü savunup diğerlerini küçümsemek, onlara egemen olmak istemek te İtalya, Almanya, Japonya'nın saldırılarında olduğu gibi mutluluk getirme- miştir.       

7- Geçmişte, peygamberler çoğu suç/günah işleyen topluma gelmişlerdir. Uyarılara kulak asmayıp, peygamberleri yalanlayıp inkar edenler, azgınlıklarına sapıklıklarına inatla devam edenler, ilahi felaketlere uğramışlardır. Bir azabın geleceğini Nuh Tufanı'nda olduğu gibi açıkça bildirmişlerdir. Bazı insanların kendine ne kadar yazık ettiğine çarpıcı bir örnek te şudur: "Nuh Peygamber ve kendine uyanlar gemiye binip yolculuk başlarken, yeryüzünü sular seller kaplarken oğluna son kez: "Oğlum, bize katıl, gel şu gemiye bin!"  dediğinde oğlu hala: "Ben dağa çıkar, kurtulurum!" diyerek kendine yazık etmiştir. Sonuçta gemidekiler  dışında kurtulan olmamıştır.      

8- Dini yaymak için de tarihte savaşlar yapılmıştır. Doğru bir dinin emrettiği savaş; saldıranlara karşı  yapılan savaş, fitne karışıklığın ortadan kalkması için yapılan veya zulme uğramaktan dolayı izin verilen savaşlardır. Hiçbir hakiki semavi dinde Yüce Yaratan çocukların, sivil kadınların, yaşlıların öldürülmesini veya esirlere işkence edilmesi gibi zulümleri buyurmaz, "Canlı cansız her şeyi yakıp yıkın!" denmez. Sadece orduların ve askerlerin savaşı vardır. İnsanların yanlış uygulamaları bir semavi dine veya peygambere maledilmemelidir. İnsanların kendi elleriyle değiştirdiği ve Tanrı sözü diye belirttiği ne vicdana ne adalete  uymayan hükümler Doğru ve Gerçek Din'in emri değildir. Tanrı insanlara zulmetmez, bir milleti veya sınıfı  üstün tutup kayırmaz. "Sen Dünya'nın efendisisin, diğerleri kölendir, onları sömür! " demez.      

9- Mezhep veya görüş farklılıkları da maalesef tarihte hem müslüman Batı Asya, Orta Doğu'da, hem de  hıristiyan Avrupa ve Amerika'da savaşlara neden olmuştur. Başka yapıda ve düşüncedeki insanları kabul edip hayat hakkı vermek insanoğlu için sahip olunması zor bir huy gibi görünüyor.      

10- İlk insanın çocuklarının hırs ve kıskançlık yüzünden kavga ettiği gibi, insanoğlu "En iyisi, en güzeli benim olsun, kötüsü, azı kardeşimin, komşumun olsun" diye hissettiği sürece çatışmalar devam edecektir. Hırs yerine kanaat, kıskançlık yerine gıpta edip kendimizin de güzel şeylere sahip olmaya çalışması daha  erdemli bir davranıştır.      Kötü huylar ve geleneklere güzel ahlak galip geldiği sürece huzur ve barış olacaktır. Esen Kalın! 
                                                                                                   Memduh ÖZCAN, Araştırmacı yazar
                                                                                                          Mart 2002  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder